30 Mart 2011 Çarşamba

6111 sayılı kanunla ilgili olarak iç genelgelerle yapılan açıklamalar


6111 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” uygulamasıyla ilgili olarak Gelir İdaresi Başkanlığı iki İç Genelge, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ise bir Duyuru yayımlamıştır.

Gelir İdaresi Başkanlığınca yayımlanan İç Genelgelerde yer alan konulardan bazıları aşağıda kısaca özetlenmiştir.

1- Başvurulara ilişkin açıklamalar 

6111 sayılı Kanunun 2 ve 3 üncü maddesi hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükelleflerin başvuru süresi içinde bu taleplerinden vazgeçmeleri ya da ödeme seçeneklerini değiştirmeleri mümkündür.

Ancak, başvuru sırasında tahsilata yönelik işlemler nedeniyle açılmış olan davalar ile ikmalen, re'sen, idarece yapılmış tarhiyatlara ilişkin davalardan vazgeçileceği yönünde beyanda bulunulduğu ve bu dilekçelerin vergi dairelerince derhal davanın bulunduğu yargı merciine gönderilerek idarece de başvuruda bulunan mükellefler ile ilgili ihtilafların sürdürülmediği dikkate alındığında, Kanundan yararlanmak üzere başvuran mükellefler ile ilgili olarak belirtilen işlemler gerçekleştirildikten sonra ya da idarece ihtilafın sürdürülmeyerek dava açma süresinde dava açılmadığı hallerde mükelleflerin başvurularından vazgeçmeleri mümkün değildir.

Kanunun, pişmanlıkla veya kendiliğinden verilecek beyannamelere, matrah ve vergi artırımına ve stok beyanlarına ilişkin hükümlerinden yararlanmak üzere beyan ve bildirimde bulunanların ise bu beyan ve bildirimlerinden vazgeçmeleri mümkün bulunmamaktadır. Ancak, başvuru sırasında belirttikleri ödeme seçeneklerini başvuru süresi içerisinde değiştirebileceklerdir. 

6111 sayılı Kanunun 2 inci maddesi hükümlerinden motorlu taşıtlar vergisi ve taşıtla ilişkili idari para cezaları için yararlanmak isteyen mükelleflerin, taşıtlarının bulundukları il dışında bir vergi dairesine kayıtlı olması durumunda, sadece bu alacaklar için başvurularını bulundukları ildeki/ilçedeki motorlu taşıtlar vergisini tahsile yetkili vergi dairelerine yapmaları mümkündür. Bu takdirde ödeme planları mükelleflerin bağlı oldukları vergi daireleri tarafından tanzim edilecek ve mükellefler ödeme planlarını müracaat ettikleri vergi dairesinden imza karşılığında alabilecekler veya  http://www.gib.gov.tr/ internet adresi üzerinden taşıtlarına ilişkin sorgulamaları yaptıkları alandan temin edebileceklerdir.

Posta ile yapılan başvuru üzerine ödeme planları mükelleflere taahhütlü posta yoluyla tebliğ edilebilecektir.

2- Başvuruda bulunan mükelleflere ilişkin haciz işlemleri 

6111 sayılı Kanuna göre borçlarını ödemek üzere başvuruda bulunan mükelleflerin borçları, Kanun ile ödeme planına bağlandığından, haklarında bu borçlar nedeniyle cebren tahsil işlemleri yapılmayacak, Kanunun yayımlandığı 25/2/2011 tarihinden önce uygulanmış hacizler ve bu hacizlere dayanılarak başlatılan satış işlemleri durdurulacaktır. Bununla birlikte, daha önce tatbik edilen hacizlerin kaldırılmasını isteyen mükelleflerin talepleri ise borcu karşılayacak tutarda teminat gösterilmesi suretiyle yerine getirilebilecektir. Aynı uygulamanın istihkak ve alacak hacizleri için de yapılacağı tabiidir.

Diğer taraftan, borçları anılan Kanun gereğince taksitlendirilen mükelleflerin, Kanun hükümlerini ihlal etmeleri halinde ise durdurulan cebren tahsil işlemlerinin yeniden başlatılacağı tabiidir.

3- Cebren tahsil edilen paraların mahsubu 

6111 sayılı Kanunun yayımlandığı tarihten önce tatbik edilen hacizlere dayanılarak, Kanunun yayımlandığı tarihten sonra cebren yapılan tahsilatlar; mükelleflerin Kanun hükmünden yararlanmak üzere süresinde başvuruda bulunması halinde, başvuru tarihine bakılmaksızın, Kanun hükmüne göre ödenmesi gereken tutara, ilk taksitten başlamak üzere mahsup edilecektir. Fazla bir tutarın bulunması halinde ise 6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesine göre red ve iade edilecektir.

4- Kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan amme alacakları 

6111 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla dava açma süresi geçmemiş veya ihtilaflı olan alacaklara ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Hükmün uygulamasına yönelik detaylı açıklamalar 1 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında 6111 sayılı Kanun Genel Tebliği ile yapılmıştır. Ancak, Başkanlığımıza intikal eden olaylardan, Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla dava açma süresi geçmemiş olan mükelleflerin başvurularını dava açma süresi bitmeden yapmalarının zorunlu olup olmadığı hususunda tereddüde düşüldüğü anlaşılmıştır.

Anılan madde, ihtilaflı alacağın Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla mevcut olan hukuki durumu esas alınarak düzenlenmiştir. Bu nedenle 25/2/2011 tarihi itibarıyla dava açma süresi geçmemiş bulunan mükellefler de 2 Mayıs 2011 tarihi mesai saati bitimine kadar Kanunun 3 üncü maddesi hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunabileceklerdir. 

5- Tarhiyat öncesi uzlaşma talepli vergi inceleme raporları ile ilgili işlemler 

Kanunun 6, 7 ve 8 inci maddelerine göre matrah ve vergi artırımında bulunan mükellefler hakkında artırıma konu dönem ve vergi türleri için Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin 31/3/2011 tarihine kadar sonuçlandırılamaması halinde, bu incelemelere devam edilemeyecektir. Madde ile vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılması ise özel bir hükümle vergi inceleme raporlarının ve takdir komisyonları kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikaline bağlanmış ve 31/3/2011 tarihine kadar vergi dairesi kayıtlarına intikal edecek olan inceleme raporları ile ilgili tarhiyat öncesi uzlaşma taleplerinin dikkate alınmayacağı açıkça belirtilmiştir.

Bu nedenle, Kanunun 6, 7 ve 8 inci maddelerine göre matrah ve vergi artırımında bulunulacak dönem ve vergi türlerini kapsayan vergi inceleme raporlarında tarhı öngörülen vergi ve kesilecek cezalar için yapılmış olan tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri dikkate alınmayacağından, daha önce tarhiyat öncesi uzlaşma görüşmeleri ileri bir tarihe verilen veya henüz uzlaşma günü verilmemiş bulunan vergi inceleme raporları da dahil olmak üzere 31/3/2011 tarihine kadar düzenlenen raporlar ivedilikle vergi dairelerine intikal ettirilecektir.

Kanunun 6, 7 ve 8 inci maddeleri kapsamında olmayan vergi türü ve dönemlerine ilişkin incelemelerde ise mevcut mevzuat uyarınca işlem yapılacak ancak tarhiyat öncesi uzlaşma görüşmelerinde mükelleflere Kanunun 4 üncü maddesi hükmü hatırlatılacaktır.

6- Mal varlığı araştırması 

6111 sayılı Kanundan yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükellefler hakkında Kanun hükümlerini ihlal etmedikleri müddetçe bu borçlara yönelik 6183 sayılı Kanunun 62 inci maddesi hükmü gereğince mal varlığı araştırması yapılmayacak, daha önce başlanılmış olup sonuçlanmamış bulunan mal varlığı araştırmalarına da son verilecektir.  
       
7- Matrah artırımı

6111 sayılı Kanunun 7 inci maddesinin beşinci fıkrasında, "Mükelleflerin artırımda bulunmak istedikleri yıl içindeki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınır." hükmü yer almaktadır. Bu hükmün uygulanmasında aşağıdaki hususlara dikkat edilecektir.

a) Anılan Kanunun uygulamasına ilişkin olarak yayımlanan 1 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında 6111 Sayılı Kanun Genel Tebliğinin (VI/F-4) bölümünde konu ile ilgili olarak "Matrah ve vergi artırımında bulunulan yıl içindeki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak, matrah ve vergi artırımında bulunan mükelleflerin ilgili yıllarda düzeltme beyannamesi vermeleri ve bu düzeltme işlemlerinin Kanunun yayımlandığı tarihe kadar sonuçlandırılmış olması hali de dahil olmak üzere ikmalen, re'sen ve idarece yapılıp Kanunun yayımlandığı tarihten önce kesinleşen tarhiyatlar ve vergiler (katma değer vergisi tarhiyatında "hesaplanan katma değer vergisi"), matrah ve vergi artırımına esas ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınacak, bir başka ifade ile matrah ve vergi artırımı kesinleşen tarhiyatlar da dikkate alınarak yapılacaktır." açıklamasına yer verilmiştir.

Bu çerçevede, anılan Kanunun 7 inci maddesinin beşinci fıkrasının uygulamasında, katma değer vergisi artırımında bulunacak mükellefler hakkında vergi inceleme raporu veya takdir komisyonu kararına istinaden kesinleşmiş tarhiyatların bulunması durumunda aşağıdaki şekilde hareket edilmesi gerekmektedir.

- Rapor veya takdir komisyonu kararında, mükellefin ilgili dönem hesaplanan katma değer vergisi beyanından fazla "Hesaplanan KDV" öngörülmüş ise aradaki hesaplanan katma değer vergisi farkı 6111 sayılı Kanun kapsamındaki artırıma esas "Yıllık Hesaplanan KDV" tutarına eklenecektir. Rapor ya da kararda ödenmesi gereken vergi farkının bulunup bulunmaması bu uygulamayı değiştirmeyecektir.
- Rapor veya takdir komisyonu kararında ödenmesi gereken vergi farkı öngörüldüğü halde bu fark hesaplanan katma değer vergisinden kaynaklanmıyor ise (indirimlerin reddi vb. nedenlerden kaynaklanıyorsa), 6111 sayılı Kanun kapsamındaki katma değer vergisi artırım tutarı olarak mükellef beyanı esas alınacak, "Yıllık Hesaplanan KDV" tutarına herhangi bir ekleme yapılmayacaktır.

b) 6111 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin sekizinci fıkrasına ilişkin açıklamaların yer aldığı anılan Tebliğin (VI/F-6-h) bölümüne göre, katma değer vergisi artırımında bulunan mükelleflerin, vergi artırımlarının, 6111 sayılı Kanun hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığının vergi dairelerince araştırılabilmesi mümkün olup, Kanun hükümlerine göre, doğru beyan edilmeyen veya vergi hataları nedeniyle eksik beyan edilen matrah ve vergi artırımları ile ilgili olarak eksik tahakkuk eden vergiler, ilk taksit ödeme süresinin sonunda tahakkuk etmiş sayılmakta ve Kanunda belirtildiği şekilde tahsil edilmesi gerekmektedir.

Başkanlığımız bilgi işlem sisteminde inceleme raporu ve takdir komisyonu kararları ile ilgili olarak sadece "kesinleşen tarhiyatlara ilişkin ödenecek KDV" farkları yer almakta, "hesaplanan KDV" bilgisi bulunmamaktadır. Bu nedenle bilgi işlem sistemi sadece kesinleşen ödenecek KDV tutarlarını mükellef beyanlarına eklemektedir. Bu durum dikkate alınarak mükelleflerin KDV artırımına ilişkin elektronik ortamdaki başvurularının vergi dairelerince ayrıca kontrol edilmesi icap etmektedir. 

Buna göre, KDV artırımı için başvuran mükellef hakkında artırımda bulunduğu yıllarda vergi incelemesi veya takdir komisyonu kararı olup olmadığı vergi dairelerince sistemden temin edilebilecek, karar ve raporlarda "hesaplanan KDV" farkı bulunması halinde, anılan Tebliğin (VI/F-6-h) bölümü uyarınca, mükellefin vergi artırımına esas olacak beyanı bu fark dikkate alınarak belirlenecektir. 

8- Zararların mahsubu

6111 sayılı Kanunun 6 ıncı maddesinin dokuzuncu fıkrasında, "Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah artırımında bulundukları yıllara ait zararların % 50'si, 2010 ve izleyen yıllar kârlarından mahsup edilmez." hükmü yer almaktadır. 

Bu hüküm uyarınca, gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, matrah artırımında bulundukları yıllara ait olup indirim konusu yapılamamış geçmiş yıl zararlarının %50'sini, 2010 ve müteakip yıl karlarından mahsup edemeyeceklerdir. 

a) Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin 2010 yılına ilişkin olarak vermiş oldukları geçici vergi beyannamelerinde, matrah artırımında bulundukları yıllara ait geçmiş yıl zararlarının mahsup edilmiş olması halinde, söz konusu mükelleflerin 2010 yılı geçici vergi beyannamelerini düzeltmelerine gerek bulunmamaktadır.
Ancak, artırımda bulunulan yıllara ait geçmiş yıl zararlarının %50'sinin, 2010 ve müteakip yıllara ait gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerinde mahsup edilemeyeceği tabiidir.

b) Kendilerine özel hesap dönemi tayin edilen kurumlar vergisi mükelleflerinden, hesap dönemleri 2010 yılı içinde sona eren ve kurumlar vergisi beyannamelerini 6111 sayılı Kanunun yayımlandığı tarihten önce vermiş olan mükellefler ile 2010 yılı gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerini verdikten sonra matrah artırımında bulunan mükelleflerin, matrah artırımında bulundukları yıllara ait olup indirim konusu yapılamamış geçmiş yıl zararlarının %50'si, 2010 ve müteakip yıl karlarından mahsup edilemeyeceğinden, verilen gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerinin düzeltilmesi zorunluluğu doğmaktadır.

Bu kapsama giren mükelleflerin, matrah artırımı başvuru süresi içerisinde düzeltme beyannamesi vermeleri halinde, kendilerinden vergi cezası veya gecikme faizi talep edilmeyecek, beyan üzerine tahakkuk edecek vergiler, beyannamenin verildiği tarihten itibaren 1 ay içerisinde ödenecektir. Matrah artırmakla birlikte düzeltme işlemlerini yapmayan mükellefler hakkında ise matrah artırımı başvuru süresinin sonu itibarıyla gerekli işlemler vergi dairelerince yerine getirilecek, vergi ziyaı olması halinde tarh edilecek vergi için gecikme faizi matrah artırımı başvuru süresinin sonundan itibaren hesaplanacaktır.

9-Kesinleşmemiş borçlarda düzeltme sonucunda ortaya çıkan İade talepleri

İnceleme ya da tarhiyat safhasındaki işlemler ile ihtilaflı (kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan) tarhiyatlarla ilgili olarak 6111 sayılı Kanunun 3 ve 4 üncü maddeleri hükümlerinden yararlanan mükelleflerin söz konusu işlem ve tarhiyatlar sebebiyle, takip eden dönemler de dahil olmak üzere yapılan düzeltme sonucu iade taleplerinin ortaya çıkması halinde, bu taleplerinin yerine getirilmesinde, bu işlem ve tarhiyatlara ilişkin kesinleşip ödenen vergi aslı tutarları dikkate alınacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder