28 Ocak 2011 Cuma

Yolcu Beraberinde Veya Bavul Ticareti Kapsamında İhracat İstisnası (11/B)


KDV Kanunun 11 inci maddesinde “Türkiye de ikamet etmeyen yolcuların satın alarak Türkiye dışına götürdükleri malların teslimi anında Katma Değer Vergisi tahsil edilir. Ancak gümrükten malın çıkışı anında fatura veya belgenin ibrazında tahsil edilen Katma Değer Vergisi iade olunur.” Amir hükmü gereğince bu iade doğuran istisna kanunda yer almıştır.

Bununla beraber iadeden faydalanacak mal ve hizmetler ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır.
           
Maliye Bakanlığı bu yetkisini 43 nolu KDV Genel Tebliği ile yolcu beraberi eşya ihracı olarak, 61 nolu KDV Genel Tebliğ ile bavul ticareti şeklinde iki başlıkta düzenleme yaparak kullanmıştır.

İstisnadan Faydalanabilmek İçin Gerekli Şartlar:

İstisnadan Faydalanacak Alıcılar;
           
Gerek yolcu beraberi eşya ihracında (43 seri nolu KDV genel tebliği gereği) gerekse bavul ticareti kapsamında (61 seri nolu KDV genel tebliği gereği) mal ihracında istisnadan faydalanacak alıcılar;

·         Türkiye de ikamet etmemeli,

·         Satın aldıkları malları yurt dışına götürmeleri gereklidir.

Alıcıların TC vatandaşı olması halinde Yurt dışında ikamet ettiklerine dair o ülkenin resmi makamlarından almış oldukları ikamet teskeresine veya bu mahiyette belgeye sahip olmalıdırlar. Türkiye de geçici veya daimi ikametgâh verilen yabancı uyruklular istisnadan faydalanamazlar.

İstisnadan Faydalanacak Satıcılar; 

Gerek yolcu beraberi eşya ihracında (43 seri nolu KDV genel tebliği gereği) gerekse bavul ticareti kapsamında (61 seri nolu KDV genel tebliği gereği)  mal ihracında istisnadan faydalanacak satıcıların;

·         KDV mükellefi olmaları,

·         izin belgesi almış olmaları yeterlidir.

Ayrıca bavul ticareti kapsamında istisnadan faydalanacak satıcıların Haklarında sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği veya bilerek kullandığı konusunda rapor yazılmış olmaması lazımdır.

İstisnaya Konu Satılan Mallar;

Maliye bakanlığı belirleme yetkisini muhtelif genel tebliğlerde kullanarak Gerek yolcu beraberi eşya ihracında gerekse bavul ticareti kapsamında mal ihracında,

·         Her türlü mal satışlarına bu istisna uygulanabilmektedir.

·         Mallar satış tarihinden itibaren 3 ay içinde yurt dışına çıkarılmalıdır

İstisnada Satış Faturalarının Gümrükçe Onaylanması


Alıcıların satın alarak yurt dışına götürdükleri malların faturaları, malların yurt dışına çıkışı sırasında Gümrükte gümrük memurunca arkasına malların çıkışı tarihi yazılarak onaylanmalıdır.

Yolcu Beraberi Eşya İhracı İle Bavul Ticareti Kapsamında Yapılan İhracatı Birbirinden Ayıran Özellikleri:

İki istisnayı birbirinden ayıran özelliklerini daha iyi kavramak açısından tablo halinde göstermek faydalı olacaktır;

Yolcu beraberi eşya ihracında

  • Özel fatura gerekli değildir
  • Fatura KDV'li kesilir
  • Döviz alım belgesi gerekli değildir
  • Mal bedeli KDV hariç 100 TL'den fazla olmalıdır.
  • Satın alınan mallar şahsi ihtiyaçlarda sınırlı olmalıdır.
  • Gümrükte malların çıkışında gümrük memurunca arkası çıkış tarihi yazılarak onaylanan fatura satıcıya 3 ay içinde ulaştırılmalıdır
  • Satış faturası gümrükte alıcılar tarafından onaylatılmalıdır
  • Satışa konu mallar tüm gümrük kapısından çıkarılabilir
  • İmalatçılarca Satıcılara ihraç kayıtlı mal teslimi yapılamaz.
  • Hesaplanan KDV iadeye konu edilir
Bavul ticaretinde

  • Özel fatura gereklidir
  • Fatura KDV'siz kesilir.
  • Döviz alım belgesi gereklidir.
  • Mal bedeli KDV hariç 700 TL'den fazla olmalıdır
  • Satın alınan mallar ticari boyutta olabilir
  • Gümrükte malların çıkışında gümrük memurunca arkası çıkış tarihi yazılarak onaylanan fatura satıcıya 1 ay içinde ulaştırılmalıdır
  • Satış faturası gümrükte alıcı, satıcı, nakliye firması tarafından onaylatılabilir
  • Satışa konu mallar sadece; İstanbul, İzmir, Antalya, Samsun, Trabzon, Edirne Artvin illerindeki kapılar ile Kırklareli Dereköy, Tekirdağ Çorlu, Iğdır, dilucu kapılarından yapılabilir
  • İmalatçılarca satıcılara ihraç kayıtlı satış yapılabilir.(İhraç kayıtlı satış yapan imalatçılar bu satış için nakit iade talep edemezler)
  • Yüklenilen KDV iadeye konu edilir.
Türkiye de ikamet etmeyenlere Özel faturalı satı (Yolcu beraberi eşya ihracı) her kapıdan yapılamamaktadır. Yolcu beraberi eşya ihracı 1997/1 sıra nolu KDV iç genelgesi, 30/12/2002 tarih ve 29646 sayılı ve 24/01/2003 tarih ve 3599 sayılı genel yazılarla Maliye Bakanlığınca belirlenmiştir.


26 Ocak 2011 Çarşamba

SMM ve YMM ler ikametgâhlarını işyeri olarak kullanamaz



Serbest meslek kazancının tespiti sırasında indirim konusu yapılacak giderler, GVK nun 68'inci maddesinde belirlenmiş bulunmaktadır.

Buna göre mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderler serbest meslek kazancının tespiti sırasında indirim konusu yapılabileceği gibi, "ikametgâhının bir kısmını işyeri olarak kullananlar, ikametgâh için ödedikleri kiranın tamamı ile ısıtma ve aydınlatma gibi diğer giderlerin yarısını" indirim konusu yapabilmektedirler. Bu bağlamda işyeri kendi mülkü olanlar kira yerine amortisman, ikametgâhı kendi mülkü olup bunun bir kısmını işyeri olarak kullananlar ise amortismanın yarısını gider olarak yazabilmektedirler.

Bu hükümden SMM ve YMM lerin ikametgahlarını işyeri olarak kullanabilmeleri mümkün gibi görünmektedir.

Ancak, Yeminli Mali Müşavirler Odaları Yönetmeliği'nin 39'uncu maddesi hükmü gereği olarak:

"Her meslek mensubu, faaliyete başlamadan önce bağlı olduğu oda bilgisinde işyeri açmak zorundadır. Ortaklık bürosu veya şirket kurulması halinde, işyeri açılması mecburidir. Mesleki faaliyette bulunmayan meslek mensupları ikametgâhlarının bulunduğu bölgenin odasına kaydolurlar.

İşyerini ve ikametgâh adresini değiştiren meslek mensupları ile bunların kurdukları ortaklık büroları ve şirketler on beş gün içinde yeni adreslerini bağlı oldukları odaya bildirmek zorundadırlar."

Ayrıca Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Disiplin Yönetmeliği'nin 6'ncı maddesinin (s) bendi uyarınca, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) genel kurulunca belirlenen büro standartlarına uyulmaması, açılan işyerlerinin bağımsız büro şeklinde olmaması, başka bir serbest meslek faaliyeti veya ticari faaliyet ile iç içe olması, ev olarak kullanılan ikametgâhların aynı zamanda büro olarak kullanılması, bir meslek mensubunun ortaklık durumu hariç birden fazla bürosunun bulunması halleri, kınama cezasının uygulanmasını gerektirmektedir.
 
İşte bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere: "Her meslek mensubu mesleki faaliyetine başlamadan önce bağlı olduğu odanın bilgisi dahilinde işyeri açmak zorundadır.

Bu durumda açacağı işyeri hiçbir biçimde ikametgâhı ile bağlantılı olamayacaktır."

Bu durum Gelir Vergisi Yasası'nın 68'inci maddesinin birinci fıkrasının parantez içi hükmü ile çelişmektedir. Ancak,

Anayasanın 124'üncü maddesinde yer alan buyruk gereği olarak başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren yasaların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak koşuluyla, yönetmelikler çıkarabilir. Bu bağlamda TÜRMOB da Serbest Muhasebeci, Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Yasası'nda yer alan düzenlemeler paralelinde uygulamaya yönelik bazı yönetmelikler yayımlamış bulunmaktadır.

Bu bağlamda mesleki faaliyet gösterenlerin büro standartları ve buna ilişkin usul ve esaslar, birlik genel kurulunca belirlenmektedir. Açılan işyerleri bağımsız büro şeklinde olup, başka bir serbest meslek faaliyeti veya ticarethane ile iç içe olamayacaktır. Bir meslek mensubunun birden fazla bürosu olamayacaktır.

Meslek mensuplarının Ticaret Yasası'na göre bir meslek şirketi kurmaları halinde, şirket kayıtlı olduğu odanın bulunduğu ilin sınırları içinde şube açamayacaktır.

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği tarafından yapılan düzenlemelerin, muhasebe mesleğinin uluslararası standartlara uygun hale getirilmesini ve belli kurallar çerçevesinde icrasını temin etmek, yeni meslek mensuplarını yetiştirilebilmesini ve kontrolünü gereği gibi sağlayabilmek ve muhasebecilik faaliyetinin daha çağdaş şartlarda yerine getirilmesi sağlanarak hizmet kalitesini yükseltme amaçlarına yönelik olduğu, ikametgâhların büro olarak kullanılması durumunda, konut dokunamazlığı nedeniyle gerekli denetimleri yapmanın mümkün olamayacağı ve muhasebecilik mesleğinin belli standartlara bağlanmasının zorlaşacağı bilinmektedir.

Konuya ilişkin olarak Danıştay Sekizinci Dairesi tarafından verilen E. No: 2007/8372, K. No: 2008/8091 Karara göre, "Serbest Muhasebeci Mali Müşavir olan davacı tarafından ikametgâhın büro olarak kullanılması mümkün değildir." Şeklindedir.

Mevcut yönetmelikler ve Danıştay kararı doğrultusunda özellikle günümüzde mali müşavir ve yeminli mali müşavirlerin ikametgâhlarını hem büro hem ikametgâh olarak kullanmaları mümkün değildir.

23 Ocak 2011 Pazar

Yurt Dışından Alınan Hizmetlerin Vergilendirilmesi


     
Ticari ve sınaî hayatın idamesi için zaman zaman yurt dışından mal veya hizmet ithal etmek kaçınılmaz olmaktadır.

Genellikle bilişim ve teknolojiye dönük hizmetler ve bu konudaki danışmanlık hizmetleri genellikle yurt dışından temin edilmektedir.

Yurt dışından alınan hizmetler karşılığında yapılan ödemler vergisel açıdan stopaj ve KDV olarak karşımıza çıkmaktadır.

Dar mükellef kurumların Türkiye de gerçek usuldeki mükelleflere veya kurumlara hizmet sunması nedeniyle bu kurumlara nakden veya hesaben yapılan veya tahakkuk ettirilen ödemelerden KVK’ nun 30. Maddesi ve GVK’ nun 94. Maddesi hükümlerine göre, gelir veya kurumlar vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir. Bu vergilemeyi yapabilmek için ülkeler arasında imzalanmış çifte vergiyi önleme anlaşmalarında aksine hüküm olmaması gerekir.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesine göre stopaj yapılması için, 

  • Yurt dışından hizmeti sunan gerçek kişi olmalıdır.
  • Yapılan hizmet kesintiye tabi bir ödeme gerektirmelidir.
  • Varsa iki ülke arasında çifte vergiyi önleme anlaşmasına bakılmalıdır.

Kurumlar Vergisi Kanunun 30 uncu maddesine göre stopaj yapılması için
                                                            
  • Yurt dışından hizmeti sunan bir kurum olmalıdır.
  • Yurt dışından alınan hizmet KVK ’nun 30.Md. sayılan tevkifata tabi hizmetlerden olmalıdır.
  • Hizmet alınan ülke ile Türkiye arasında çifte vergiyi önleme anlaşması olmamalıdır veya vergi anlaşmasında stopaj yapmayı engelleyecek hüküm olmamalıdır.     

Telif, imtiyaz, ticaret unvanı, marka, know-how, ihtira, işletme, alâmetifarika ve bunlara benzer gayri maddi haklar için ödenen bedeller ve kiralar,

Kiralama hizmetleri karşılığında ödenen bedeller. ( finansal kira ve normal kira)

Ücretler (Yurt dışında mukim bir şirkette çalışan ve geçici görevle Türkiye’ye gelen personel için yurt dışındaki firmaya ödenen ücret karşılığı ödemeler)

Danışmanlık, mühendislik, eğitim, montaj, tercüme hizmetleri gibi Serbest meslek kapsamında yapılan ödemeler.

Borç verme, mevduat ve benzeri fon kaynakları karşılığında ödenen faizler.

Stopaja tabidir.

Fuar katılım bedelleri,  Yurt dışında yapılan ilan ve reklam bedelleri, Her çeşit komisyon ödemeleri,  Sigorta prim ödemeleri, gibi ticari kazanç niteliğinde yapılan ödemeler stopaja tabi değildir.

Çifte vergilemeyi önleme anlaşmalarına www.gib.gov.tr adresinden Yeni / Uluslar arası mevzuat kısmından ulaşılabilmektedir.

Çifte vergilemeyi önleme anlaşması bulunan ülkelerin vatandaşları ve kurumlarından alınan hizmet, Serbest Meslek ödemesi kapsamında ise hizmetin devam süresi burada önem kazanmaktadır. Eğer hizmet kesintisiz olarak bir vergilendirme döneminde 183 günden az bir süre verilmişse stopaja konu olmaz. 183 günü aşarsa %20 oranında stopaj uygulanacaktır.

KDV kanunu açısından ise;

  • Malların teslim anında Türkiye’de bulunması,
  • Hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını önemlidir.
Yine KDV kanunun 9.maddesine göre, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı vergi alacağını emniyet altına alması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları veya diğer ilgili bir şahsı verginin ödenmesinden sorumlu tutabilir. Bu açıklamaya göre KDV ye tabi hizmeti verenin Türkiye’de KDV mükellefi olmaması nedeniyle, bu hizmetin KDV sinin hizmeti alan ve bedelini ödeyecek olan, Türkiye’de yerleşik mükellef tarafından Sorumlu sıfatıyla ödemesi sorumluluğunu yüklemiştir. Maliye Bakanlığı 15. Seri Nolu KDV Genel Tebliği ile sorumlu sıfatıyla KDV’ nin nasıl ödeneceği konusunda açıklık getirmiştir

Buna göre, KDV sorumlusu olan mükellefler, yurt dışından almış oldukları ve KDV’ ye tabi olan hizmetlerin brüt değerleri üzerinden KDV hesaplayacak ve 2 nolu KDV beyannamesi ile beyan edip yasal süresinde ödeyeceklerdir. Yani yapılan ödeme aynı zamanda stopaja tabi ise KDV matrahı stopaj dahil brüt değer olacaktır. Sorumlu sıfatı ile ödenen bu vergiler aynı zamanda 1 nolu KDV beyannamesinde indirim konusu yapılır. Ancak indirilecek bu KDV’ lerin KDV 30.maddedeki indirim konusu yapılamayacak KDV arasında yer almaması gerekir. Hizmet bedelleri ödenirken ortaya çıkan kur farkları için KDV hesaplanmayacağı konusunda Maliye Bakanlığının verdiği görüşler mevcuttur.