23 Aralık 2011 Cuma

Seri ve Sıra numarası atlanarak kullanılan belgeler


Seri ve sıra numaraları müteakip olarak bastırılan fatura, irsaliye veya irsaliyeli faturalarda esas olan seri ve sıra numaralarının takip edilerek tanzim edilmesidir. Ancak uygulamada zaman zaman mükelleflerce bu husus ihmal edilmekte ve seri ve sıra numarası takip edilmeden tanzim edilmektedir.

Gelir idaresince bu konu hakkında verilen 26.08.2011 tarih ve  B.07.1.GİB.4.99.16.01.0-VUK 231-102 Sayılı özelge ile konuya açıklık getirilmiştir. 

Söz konusu özelge aşağıya nakledilmiştir.

Bilindiği üzere; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 229, 230 ve 231'inci maddelerinde faturanın tanımı , şekli ve nizamı hükme bağlanmış olup, "Faturanın nizamı" başlıklı 231'inci maddesinin 1'inci fıkrasında da

"Faturanın düzenlenmesinde aşağıdaki kaidelere uyulur:

1. Faturalar sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir. Aynı müessesenin muhtelif şube ve kısımlarında her biri aynı numara ile başlamak üzere ayrı ayrı fatura kullanıldığı takdirde bu faturalara şube ve kısımlarına göre şube veya kısmın isimlerinin yazılması veya özel işaretle seri tefriki yapılması mecburidir.

            ............." hükmü yer almaktadır.

Yine aynı kanunun "Vergi Kanunlarının uygulanması ve ispat" başlıklı 3'üncü maddesinde ise; 

Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her tür delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu kurala bağlanmıştır.

Buna göre, her ne kadar fatura, irsaliye veya irsaliyeli faturanın sıra numarası dahilinde teselsül etmemesi durumu ilgili madde hükmünde de belirtildiği üzere belge nizamına uygun bulunmamakla birlikte; olayın gerçek mahiyetinin ispatı açısından, Vergi Dairesi Müdürlüğünce tanzim edilecek tutanak ile atlanan faturaların seri ve sıra numaralarının tespit edilmesi durumunda bahsi geçen belgelerin kullanılması mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, anılan kanunun "Fatura nizamı" başlıklı 231/1'inci maddesinde belirtilen usul ve şartlara uyulmamış olduğundan aynı kanunun 352/II-7'nci maddesi uyarınca II. derece usulsüzlük cezasının kesileceği unutulmamalıdır.
                     

20 Aralık 2011 Salı

İhracattan elde edilen gelirin ait olduğu dönem


Uygulamada sıkça karşımıza çıkmasa bile ihracat işlemlerinde yıl sonunda ihraç edilen malın fiilen yurt dışı çıkışı bir sonraki takvim yılına sarkmakta ve mal bedelinin hasılat kaydı bazı tereddütlere yol açmaktadır.
Konuyu bir örnekle açıklamada yarar vardır. 29.12.2011 tarihinde ihracat faturası kesilen ve Gümrük çıkış beyannamesi açılan 200.000,00 TL tutarındaki bir malımızın 03.01.2012 tarihinde fiilen yurt dışına çıkmış olduğunu varsayalım.

Kurumlar Vergisi Kanunu Açısından

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ıncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir.

Ticari kazançta elde etme tahakkuk esasına bağlanmış bulunmaktadır. Bu esas dikkate alındığında, bir gelir veya gider unsurunun, özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönemin kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

Yurt dışındaki alıcının satış akdine konu olan malı satıcının Türkiye'deki fabrikasında, deposunda veya herhangi bir işyerinde kendisinin veya adına hareket edenin teslim alacağının satış akdinde belirlenmiş olması halinde satıcının belirtilen işyerinde malı teslim etmesiyle satış akdi tamamlanmış ve gelir tahakkuk etmiş olacağından, söz konusu gelirin bu tarihin içinde bulunduğu takvim yılının kurum kazancı olarak değerlendirileceği tabiidir.

Diğer taraftan, ihracatta malın satıcının Türkiye'deki işyerinde teslim alınması hariç olmak üzere, mal fiilen ihraç edilmedikçe satış akdi tamamlanmamış sayılacak ve tahakkuk etmiş bir kazançtan söz edilemeyecektir.

Katma Değer Vergisi Kanunu Açısından 

Katma Değer Vergisi Kanununun (11/1-a) maddesi ile ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler katma değer vergisinden istisna edilmiştir. Aynı Kanunun (12/b) maddesinde de bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için; teslim konusu malın T.C. gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye vasıl olması gerektiği hüküm altına alınmıştır.

Konuya ilişkin olarak yayımlanan 19 Seri Nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin (E) bölümünde katma değer vergisi ihracat istisnası uygulamasında, ihracat işleminin gerçekleştiği tarihin, malın gümrük hattından geçtiği sırada çıkış gümrüğünce belirlenen ve gümrük çıkış beyannamesinin ilgili bölümünde belirtilen "gümrük hattını çıkış tarihi" olacağı belirtilmiştir. 

Buna göre, ihracat teslimlerinde istisnayı ve iade hakkını doğuran olay ihraç konusu malın T.C. Gümrük Bölgesini terk ettiği tarihte vuku bulduğundan ihracat faturasının düzenlendiği ve gümrük beyannamesinin açıldığı tarih daha önce olsa da ihracat teslimleri, malın T.C. Gümrük Bölgesini terk ettiği fiili ihraç tarihini içine alan vergilendirme döneminde beyan edilecektir.

Vergi Usul Kanunu Açısından 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu belirtilmiştir.

Anılan Kanunun 219 maddesinde ise, muamelelerin işin hacmine ve icabına uygun olarak muhasebe kayıtlarının on günden fazla geciktirilmesinin caiz olmadığı, kayıtlarını devamlı muhasebe fişi, primanota ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan mazbut vesikalara dayanarak yürüten işletmelerde muamelelerin bunlara işlenmesi deftere işlenmesi hükmünde olmasından dolayı muamelelerin esas defterlere 45 günden daha geç intikal ettirilmemesine ilişkin hükümler yer almaktadır.

Sonuç

Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, ihracat işlemlerinin başlangıcında düzenlenen ve gümrük çıkış beyannamesiyle birlikte gümrük idaresine ibraz edilen fatura gümrük mevzuatı uygulaması açısından esas alınmakta olup vergi mevzuatı açısından düzenlenmemektedir. Bu nedenle, yukarıdaki örneğimizde ihraç ettiğimiz mala ait 200.000,00 TL 2012 takvim yılı geliri olarak kayda alınacaktır.

Konu ile ilgili gelir idaresinin birden fazla özelgesi mevcut olup 11.02.2009 tarih ve B.07.1.GİB.0.02.29/2918-219-113 sayılı özelgesi örnek gösterilebilir.

16 Aralık 2011 Cuma

Faturası izleyen yılda gelen ciro primleri hangi yılda dikkate alınacak?



Bayilere Çeşitli Adlarla Ödenen Primlere ait faturalar çoğu zaman izleyen yılda düzenlenebilmektedir. Böyle durumlarda, söz konusu tutarların hangi dönemde gelir/gider yazılması gerektiği konusunda tereddüt bulunmaktadır.

Ticari kazancın tespitinde tahakkuk esası geçerlidir. Tahakkuk, gelir veya giderin mahiyet ve tutar itibariyle kesinleşmesi olarak tanımlanmaktadır. Mahiyet ve tutar itibariyle kesinleşmeyen gelirler elde edilmiş sayılmaz, giderler ise yapılmış kabul edilmez. Dolayısıyla alacak ve borcun kesin olarak hesaplanabildiği ve hukuken talep edilebilir hale geldiği tarihte tahakkuk gerçekleşmiş sayılmaktadır.

Tahakkuk esasından ne anlaşılması gerektiği konusunda bugüne kadar en ayrıntılı değerlendirme 22.12.2004 tarihli ve E:2004/1 K:2004/1 sayılı Danıştay İçtihadı Birleştirme Genel Kurul (DİBGKK) kararında yer almaktadır,

Bu kararda;

"Genel kabul gören tanıma göre tahakkuk, gelirin ve giderin mahiyetinin ve miktarının kesinleşmesi ve kişiselleşmesiyle birlikte, hukuken istenebilir duruma gelmeyi sağlayan işlemin ve olayın gerçekleşmesidir.

Mahiyeti ve tutarı itibariyle kesinleşme, taraflar arasında mevcut ticari ilişkide edimlerin eksiksiz yerine getirilmesi suretiyle karşılıklı mutabakatla belirlenen bedele hak kazanılması ve bu bedelin belirginleşerek kesinleşmesini ifade eder.”

Denilmektedir.

Yılsonu primleri konusunda önceden yapılmış bir sözleşme olsun veya olmasın, geçmiş hesap dönemi verilerinden hareketle tutarı tespit edilse dahi, yılsonu itibariyle tutarı kendiliğinden kesinleşmeyen, tarafların karşılıklı anlaşmaları ile tutarı belirlenen ve kesinleştirilen primlerin, olay bazında incelenmesi, primin mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştirildiği tarihin belirlenerek bu tarih itibariyle tahakkuk ettiğinin kabul edilmesi gerekir.
 
Dolayısıyla Bu durumda KDV faturanın düzenlendiği anda doğacak ve fatura tarihini kapsayan KDV döneminde beyan edilecektir. Öte yandan Fatura yeni yılda düzenlendiği için bu tutar yeni yıla ait defterlere kaydedilecek ancak, bu fatura ödeyen açısından önceki yılın gideri, tahsil eden açısından da önceki yılın geliri olarak dikkate alınacaktır.


14 Aralık 2011 Çarşamba

Yıl Sonunda dikkat edilmesi gereken konular


Takvim yılının biteceği şu günlerde şirketler için önemli olan bazı konuların yöneticilere hatırlatılmasında fayda olduğu düşünülmektedir.

1. Transfer fiyatlandırması açısından durumunuzu kontrol edin

Grup şirketi iseniz, Grubunuzdaki diğer şirketlerden mal ve veya hizmet alıp satıyorsanız, emsale uygun kâr etmiş olmanız gerekli. Zarardaysanız mutlaka durumunuzu iyi irdeleyin. Düzeltme imkanlarını araştırın ve yılı kapamadan yapmaya çalışın.

Eğer Geçmiş yıllara göre mukayese edildiğinde kârınız veya fiyatlarınızda değişiklikler varsa, farklı bir uygulama yapıyorsanız iktisadi gerekçeleri ile ayrıntılı bir şekilde izah edebilir olmanız gerekmektedir.

2. Yurt dışına yaptırdığınız ödemeleri stopaj ve KDV açısından kontrol edin

Yurt dışına yaptığınız ödemeler stopaja ve sorumlu sıfatıyla KDV ye tabi tutuluyorsa büyük ölçüde rahatsınız. KDV uygulamamışsanız büyük bir ihtimalle hata yapıyor olabilirsiniz.

Stopaj uygulamıyorsanız, stopaj uygulanıp uygulanmayacağı konusundan emin olmanızda fayda var.

3. Devreden KDV rakamınızı kontrol edin

Devir KDV rakamları yüksekse bir analiz yaptırıp, bu biriken rakamlar içinde iade alınabilecek tutarlar olup olmadığını kontrol ettiriniz.

4. Ciro primleri konusunda ne yapacaksınız?

2011 ile ilgili ödeyeceğiniz ciro primlerinin faturalarını 2011 tarihli olarak almaya ve en geç Aralık beyanına dahil etmeye çalışın.

Öte yandan sizin tarafınızdan düzenlenmesi gereken ciro primi faturaları için de bu durum geçerli. Siz ciro primi faturalarının izleyen yıl tarihli düzenleseniz bile bir önceki yılla ilişkili olduğu için önceki yıl geliri olarak dikkate almak zorundasınız.

5. Şüpheli alacakları kontrol ediniz

Şüpheli hale gelmiş alacaklarınızı karşılık yolu ile gider yazacaksanız yılsonuna kadar icra ya da dava yoluyla takibine başlamanız gerekiyor

Problemli hale gelmiş alacaklarınız için takibe başlamamışsanız karşılık ayırsanız bile vergi matrahından düşeme imkanınız yok bunu unutmayın.

6. Reeskont yapacaksanız alacaklarınız senetli olmak zorunda

Yıl sonunda mevcut alacaklarınızla ilgili reeskont yapabilmenin tek yolu senede bağlanmış olmasıdır.

7. Mutabakatlara dikkat

Alacaklarınız, borçlarınız ve tüm banka hesaplarınız için mutabakat yapın. Böylelikle düzenlediğiniz faturanın karşı tarafın kayıtlarına girdiğinden emin olursunuz.

Aynı zamanda size düzenlenen faturaların da kayıtlarınıza intikal edip etmediğinin bir kontrolü olur. Ayrıca Şirkette bir yolsuzluk varsa çoğu zaman mutabakat farkları bunun sinyali olabilir.

8. Fatura envanteri yaptırın

Şirketlerinizin faturaları adeta bankalardan aldığınız çek defteri gibidir. Boş da olsa dolu da olsa faturalarınıza kıymetli evrak muamelesi yapın. Bunun için de yılsonlarında bir fatura envanteri yapmakta fayda var.

9. Envanter yapın

Şirkette yılda bir yapılacak fiili kontrolü ciddiye alın. Ciddi yapılacak sayımlar ve sayım sonuçlarıyla defter ve belgelerin uyumunun kontrolü çok önemlidir. Her zaman bir şeylerin göstergesidir.

10. Kara listede misiniz?

Zaman zaman müşaviriniz vasıtasıyla vergi idaresinin kara listesinde olup olmadığını kontrol ettirmenizde fayda var.

11. Kara listedekilerle alış verişiniz var mı?

Vergi idaresinin Kara listesindeki müşterilerinizle alış veriş konusuna da çok dikkat etmek gerekiyor. Kesinlikle alınan veya satılan mallar irsaliyeli, faturalı, ödemeleri ise banka vasıtasıyla olmalı. Mümkünse bu müşterilerle çalışmamaya özen gösterilmeli.

12. Borcunuz var mı?

Yılsonunda internet vergi dairesi kayıt ve imkânını kullanarak vergi dairesindeki durumunuzu kontrol ettirin.Bunu sosyal güvenlik borçları için de yapabilirsiniz.

Unutmayın kamu borçları nedeniyle bir yönetici olarak kişisel mal varlığınızla takip edilebilirsiniz.

13. Kota tutturma çabası ile suni faturalar kesilmesine müsaade etmeyin

Birçok şirkette şu sıralar kota telaşı başladı. Bu nedenle de satış bölümleri bütçelerini/hedeflerini tutturabilmek için bayilere, tahsilât kolaylıkları da sağlayarak satış yapmaya çalışıyorlar. Oysa bu satışın en azından KDV sinin izleyen ay ödenmesi gerekiyor.

Dolayısıyla hedefleri tutturma yarışı içinde, aslında gerçek olmayan performans sergilenmiş gibi görünebilir ve bir de finansal yük oluşabilir buna dikkat edilmeli.

14. Bu yıla ilişkin tüm faturalarınızı kestiniz mi?

Uygulamada sıklıkla karşılaşılan konulardan biri de bilerek ya da bilmeyerek geç düzenlenen faturalardır.

Fatura geç düzenlediğinde alıcının hesaplarında dönem kaymasına sebep olabilir. Sıkı bir bütçeleme ve onay mantığı içinde çalışan şirketlerde izleyen yılda gelen faturalar sorun yaratabilir.

15. Bu yıla ilişkin faturalarınızı aldınız mı?

Alınacak faturaların gecikmesi halinde, izleyen yılda gelen faturanın KDV sinin indirilebilirliği sorun yaratabilir.

Bu nedenle yılı düzgün kapatabilmek, bu yıla ilişkin kârınızı doğru tespit edebilmek için tüm gider/maliyet faturalarının gelip kayıtlara intikal ettiğinden emin olun.

16. Defterleriniz yetecek mi?

Eskiden beri gelen kötü bir alışkanlıkla nedense defterler zamanında basılmaz. İhtiyaç hasıl olduğunda da bir sürü aksilik yaşanır. Boş defterler bulunamaz, basmaya kalkılır yetmez vs.

Bu çok basit konu dahi başa büyük belalar açabilir. Birçok şirket defteri sonradan basmaya kalktığında defterin yetmediğini görmüş, bunun üzerinde elindeki defterin arka yüzüne de basmak zorunda kalmıştır. Vergi idaresi de arka tarafa kaydedilen kayıtları yok sayarak cezalı işlem yapmaya kalmıştır.

Sadece basit bir önlemle, kontrol ederek, sorarak böylesi gereksiz bir sıkıntıdan kurtulabilirsiniz.

17. Yeni yıla ilişkin tüm defterler tasdik edildi mi?

Defter tasdiki kısmen ya da tamamen zaman zaman unutulabilmektedir. Muhasebenizden tasdiklerin yapılıp yapılmadığını mutlaka araştırın.

18. Vergiyi azaltmak için fatura toplamaktan kaçının

Dönem sonlarında daha da yoğunlaşan bir başka çaba da belgelenememiş giderleri belgeleyebilmek, şirket içindeki yolsuzlukları örtebilmek veya oluşan fazla kârları aşağıya çekebilmek vb. birçok gerekçeyle başlayan "sağlam fatura" arayışıdır.

Muteber olduğu iddia edilen firmalar tarafından düzenlendiği iddia edilen faturalar, faturadaki KDV tutarı ödenerek satın alınmaya çalışılıyor olabilir.  Bunlar artık eski dönem yaklaşımları. Bilin ki bu tur uygulamalar eninde sonunda ayağınıza dolanacak ve bedeli de çok ağır olacaktır.

19. Merak Projesini unutmayın

Vergi idaresi çok çeşitli yerlerde toplanan iktisadi verilere elektronik ortamda erişebiliyor. Aşağı yukarı tüm beyanlar, bildirimler ve ekleri elektronik ortamda alınıyor. Bu verilerin birbirleriyle çapraz kontrolleri yapılıyor. Çok sayıda noktadan gelen veriler ve beyanlar elektronik olarak gözden geçirilip sorunlu olanlar inceleme için seçilmeye başlandı. Bu nedenle gerçek faaliyet ile belgeler kesinlikle uyumlu olmalı aksi halde incelemeden kaçmak imkansız hale geldi.

20. İnceleme oranı yanılgısı

Önceleri Türkiye'de vergi incelemesine seçim, kısıtlı sayıda veriye dayanarak yapılıyordu.

Şimdi özellikle büyük firmalar (şehirde, sektörde, Türkiye genelinde, ciro, karlılık, çalışan sayısı, devreden KDV tutarı gibi 914 ayrı kriterden MERAK projesi sayesinde analiz edilip riskler belirlenerek) sürekli denetime tabi tutulmaya çalışılıyor.

21. Yeni TTK hükümleri ve IFRS

2012 yılında yeni TTK hükümlerinden bazıları uygulamaya geçecek şirketinizi ve yapılanmanızı kontrol edin.

IFRS, Uluslararası Muhasebe Standartları'nın İngilizce kısaltması. Mecliste epeydir bekleyen yeni Ticaret Kanunu yasalaşırsa şirketlerinizde büyük bir değişim yaşanacak. Muhasebe standartları değişecek, raporlama ve denetim tamamen değişecek. Artık bu konuyu da gündeme almanız gerekiyor.

İşlerinizi büyüttüyseniz, Türkiye size dar geliyor, büyük ölçekli kredi almayı, yabancılara hisse satmayı, ortak almayı düşünüyorsanız gerekli hazırlıklarınızı yapın. Yeni kanun tasarısı bunun için de bir fırsat olabilir.

22. Yıllık değerlendirme toplantısı

Uygulamada en çok rastlanan eksikliklerden biri, şirketlerin kendi müşavir ve avukatlarını yeterince iyi değerlendirememesi. Lütfen avukatlarınızı ve müşavirlerinizi yaptığınız tüm işlerde, baştan itibaren işin içinde tutun. Yılsonlarında yıllık bir değerlendirme toplantısı yaparak şirketin sorunları ve konuları üzerinden beraberce gitmek faydalı olacaktır.

23. Yabancı şirketlerin mümessili olanlar

Son yıllarda vergi incelemelerinde Türkiye'de mümessili bulunan yabancı firmaların, Türkiye'den elde ettikleri gelirleri Türkiye'de vergilenmeye dönük eleştiriler yapılmaya başlandı.

Mümessilin, yurtdışındaki firmanın daimi temsilcisi olduğu iddia edilerek vergileme yapılmaya çalışılıyor. Tabi yabancı şirket adına yapılan tarhiyat ilk etapta Türkiye'deki mümessilden isteniyor.

24. KDV iadelerinde yaşanan sorunlar

KDV iadesi alıyorsanız zaten gün be gün sorunları yaşıyorsunuzdur. Özellikle mahsuplar uzun süre yapılmayıp, daha sonra problemler çıkarılabilmektedir.

En azından yılsonlarında mahsuplara ilişkin olarak vergi dairelerindeki durumu gözden geçirmekte, teminat verilmişse en son hangilerinin geri alındığını, ne kadarlık teminatın ne zamandan beri vergi dairesinde kalıyor olduğunu kontrol edin.

25. Ortakların yaptıkları şahsi giderleri (KKEG) yazmak da yetmeyebilir

Genel olarak yapılan bir hata, Ortakların bazı harcamaların Kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) yazılmasının vergi ile ilgili sorunları çözeceğinin düşünülmesidir.

KKEG kaydetseniz ve üzerinden kurumlar vergisi ödeseniz bile, şayet örn. bu gider ortakla ilgili bir giderse ortağa dağıtılmış kazanç olarak kabul edilip kar payı stopajına da tabi tutulması gerektiği ileri sürülebilecektir.

26. Bir şey satın alıyorsanız dikkat

Alacağınız gayrimenkuller için detaylı dosyalar oluşturun. Ödemelerinizi banka üzerinden yapın. Ayrıca resmi evraklarda da gerçek bedeli gösterin. Aksi halde para vererek aldığınız arsayı/binayı kaybetmek zorunda kalabilirsiniz.

27. Sermaye ihtiyacınız varsa artırın

Değerli okurlar biliyorsunuz 2011 dönem sonu öz varlık rakamı 2012 yılı örtülü sermaye hesabında esas alınacak. Diğer bir deyişle ilişkili şirketlerden 2011 dönem sonu öz varlık tutarının üç katına kadar olan borçlanmaların kur farkı ve faizini gider olarak dikkate alma açısından sorun çıkmayacak. 

Şayet ilişkili şirketlerden kredi kullanıyorsanız ve öz varlık rakamınız 2011 sonu itibariyle azalmışsa acilen sermayeyi artırmak suretiyle öz varlık rakamını artırabilirsiniz ki kur farkı ve faizi gider olarak dikkate alma konusunda sorun yasamayasınız. 

28. Ortağa borcunuz varsa ödeyin

Yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümleri önümüzdeki temmuz ayında yürürlüğe girecek. Yeni TTK ortakların şirketten alacakları borçla ilgili kısıtlamalar getirdiği gibi, şirketin borca batık olduğu durumlarda ortağa olan borcu sermaye gibi görüyor ve üçüncü kişilere olan borçlar ödendikten sonra son sırada ödenebileceğini ön görüyor. Ayrıca, şayet şirketten alacaklı olan üçüncü kişiler alacaklarını tahsil edemezlerse bir yıl geriye doğru ortağa ödenen borçlar dahi geri çağrılabiliyor.

29. Kâr dağıtımı konusuna dikkat

Değerli okurlar yeni TTK ile birlikte 2013 den itibaren muhasebe standartları Uluslararası Muhasebe Standartları oluyor. Şu an bilançoda görülen karlar yeni esaslara göre oluşturulacak bilançolarda aynı tutarda kalmayabilir. Bu nedenle 2011 dahil biriken karlarınızı 2012 yılında dağıtmayı değerlendirmenizde fayda olabilir.

30. Karlılığınız yetersizse düzeltin

İlişkili şirketlerle mal ve hizmet alımları nedeniyle oluşan kar emsale uygun mu değil mi izleyin, irdeleyin. Şayet yetersizse ilişkili şirketlerden satın aldığınız mal ve hizmetlerle ilgili düzeltme yapmanız gerekebilir. Yurt içindeki bir firma ise KDV li fatura düzenlemek gerekecektir.

Yurt dışındaki firma ise alacaklandırma notu (credit note) alınabilir. Mali İdare yakın zamana kadar veregeldiği yazılı görüşlerde bu tür belgeler için KDV uygulanmasına gerek yoktur diyordu. Ancak son zamanlarda yapılan incelemelerde bu konu eleştirilmeye başlandı. Katılmıyor olmakla beraber bu riskin de bilinmesinde yarar görüyoruz.

31. %05 den sorunsuz yararlanmak istiyorsanız

Yurt dışından elde ettiğiniz ihracat ve taşıma gelirlerinizin %05 ine kadar, bu işlemlerinizle ilgili belgesiz giderlerinizi matrahtan indirebilirsiniz. Yargı kararlarına göre %05 ler beyannamede doğrudan indirim olarak dikkate alınabilir. Ancak bakanlık aksi görüşte. Belgesiz harcamanın fiilen yapılmasını arıyor. Sorun yasamadan bu imkandan yararlanmak istiyorsanız yıl sonuna kadar %05 tutarının işletme dışına çıkarılmış olması gerektiği hususunu hatırlatmak isterim.

32. Boş şirketleri tasfiye edin

Yeni TTK ile şirketlerin yasal zorunluluklara uyum maliyetleri artacak görünüyor. Bu nedenle işlevsiz şirketleri tasfiye etmeye biran önce başlamakta fayda var.

33. KDV açısından yıl sonunun önemi

33.1. Usul Hükümlerine Uyum

Katma Değer Vergisi Kanunu’nda usul hükümlerine uymamanın sonucu cezaya tabi olmaktan çok bazı haklardan yararlanılmamasına sebep olmaktadır. Bu nedenle her şeyden önce işlemlerin yasalarda belirtilen şekil şartlarına uyması önem arz etmektedir. Örneğin satış faturalarımızda KDV oranının gösterilmesi ve tutarının ayrıca yazılmış olması gerekmektedir. Mal ve hizmet alımlarımız karşılığında düzenlenen belgelerde aynı kurala uyulup uyulmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.

Belgelerde yer alan KDV tutarlarının kayıtlara doğru alınıp alınmadığı hususu da bir diğer önemli konudur. Tek düzen hesap planında yer alan 191 ve 391 hesaplarının kullanılması şarttır. Keza devreden KDV tutarı her dönem için ayrı ayrı görülebilecek şekilde kayıtlarda yer alması gerekmektedir.

Defterlerin tasdiklerinin tamam olması ve defterlerin basılmış olması hususuna da usul açısından ayrıca dikkate edilmesi gerekmektedir.

33.2. Yapılan Giderlerin KDV Açısından Değerlendirilmesi

a) KKEG

Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre gider olarak değerlendirilmeyen tutarlar kayıtlara alınırken genellikle kanunen kabul edilmeyen gider olarak değerlendirilmektedir. Söz konusu tutarların içerisindeki KDV’nin de ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir.

b) Bağış ve yardımlar

Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesinde bedelsiz verilen ayni ve nakdi değerlerin gider yazılması hususu düzenlenmiştir.

Bununla bağlantılı olarak Katma Değer Vergisi Kanununun 17. maddesinde “Sosyal Amaç Taşıyan İstisnalar” başlığı altında bir düzenleme daha yapılmış ve tanımlanan bağış ve yardımlar kısmi istisna olarak belirtilmiştir. KDV Kanununun 30’uncu maddesine istinaden kısmi istisna halinde Yüklenilen KDV, İndirilecek KDV’den çıkartılarak gider yazılması gerekmektedir.

Bu durumda, ayni yardım olarak verilen mal ve hizmet alımı için yapılan giderlerin KDV’si gider yazılacaktır.
Bu konuda düzenlenmiş bulunan Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesinde belirtilen oranlara dikkat edilmesi ve gider yazılacak KDV tutarının tespit edilmesi gerekmektedir.

Her türlü yardım ve bağışın, dönemi içerisinde KKEG olarak kayıtlara alınmış olması gerekmektedir. Yılsonu değerlendirmede KKEG olarak kayıt edilen yardım ve bağışlar gider olarak dikkate alınabilmektedir. Bunun içerisinde KDV’nin de olduğu dikkate alınmalıdır.

c) İmha edilen mallar

113 seri no’lu KDV Genel Tebliğinde, KDV Kanunu’nun 30/c maddesinde; deprem sel ve Maliye Bakanlığı’nın yangın sebebiyle mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait KDV’nin indirim konusu yapılamayacağı hükme bağlanmıştır. 

Dönem sonlarında imha edilen mallar ile ilgili düzeltmenin yapılıp yapılmadığına bakılması gerekmektedir. İmha edilen mal mevcut ise ve düzeltmesi de yapılmamış ise bu konuda mutlaka değerlendirme yapılması gerekmektedir.

Bu çerçevede, zayi olan mallara ait yüklenilen ve daha önce indirim konusu yapılan KDV’nin, imha tarihini kapsayan vergilendirme dönemine ait 1 No’lu KDV beyannamesinin “İlave Edilecek KDV” satırına dahil edilmek suretiyle indirim hesaplarından çıkartılması gerekmektedir.

Bu konunun aksine hareket etmek isteyen firmaların beyannamelerini ihtirazı kayıtla vererek konuyu davaya taşıma ihtimalini değerlendirmeleri gerekmektedir.

d) Fireler

Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 23.06.2010 KDV-57 / 2010 -5 sayılı Sirküler’de, mallarda değer kaybının ve yüklenilen KDV’nin indirim hakkının üçlü bir ayrım çerçevesinde (zayi olma, kısmi değer düşüklüğü ve fire) değerlendirildiği görülmektedir.

Fire, bir malın imalat sürecinde veya tüketiciye arzına kadar kendi doğal akışı içinde uğradığı fiziksel kayıp olarak tanımlanmaktadır.

İmalat sırasında veya sonrasında meydana gelen firelerin zayi olan mal kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu durumda, daha önce indirim konusu yapılan KDV’nin de düzeltilmesine gerek bulunmamaktadır.

Ancak, yasal düzenleme veya ilgili mesleki kuruluşlar tarafından belirlenen fire miktarını aşan kayıplara ilişkin giderlerin, Gelir veya Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indiriminin kabul edilmemesi halinde, bu giderler dolayısıyla yüklenilen KDV’nin de indirim konusu yapılması mümkün bulunmamakta ve düzeltilmesi gerekmektedir.

Bu konunun aksine hareket etmek isteyen firmaların beyannamelerini ihtirazı kayıtla vererek konuyu davaya taşıma ihtimalini değerlendirmeleri gerekmektedir.

e) Hurda satışları

KDV Kanununu 17-4-g maddesinde “metal, plastik, lastik, kauçuk, kâğıt, cam hurda ve atıklarının tesliminin” KDV’den istisna tutulduğu belirtilmiştir. Söz konusu ürün gruplarının içeriği ilgili tebliğler ile açıklanmıştır.

KDV Kanunu’nun 30/a maddesine göre vergiden istisna edilmiş olan malların teslimi ile ilgili alış vesikalarında gösterilen ve maliyet içinde yer alan KDV indirim konusu yapılamaz. İstisna teslimin gerçekleştiği dönemde KDV’nin düzeltilmesi gerekmektedir.

KDV Kanunu’nun 18’inci maddesi kapsamında istisnadan vazgeçilmesi durumunda ise tevkifat yapılması gerekmektedir.

f) Çalınan veya kaybolan mallar

Çalınan/kaybolan malların KDV Kanunu’nun 30/c maddesi kapsamında zayi olan mal olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, çalınan/kaybolan mallar nedeniyle yüklenilen KDV’lerin indirim konusu yapılmaması, indirilmiş ise ilgili dönemde hesaplanan KDV’ye ilave edilmek suretiyle düzeltilmesi gerekmektedir. 

KDV Kanunu’nun 30/d maddesinde, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları’na göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV’nin indirilemeyeceği hükme bağlanmıştır.

g) İthal Ürünler İle İlgili Gelen Fiyat Farklarında KDV

İthal ürünler ile ilgili olarak yılsonlarında gelen fiyat farkı faturalarında KDV ve gümrük vergisinin irdelenmesi gerekmektedir.

33.3.  Defter Kayıtlarının Doğruluğu

a) İhraç Kayıtlı teslimler İle İlgili KDV

3065 sayılı KDV Kanunu’nun 11. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde gerekli düzenleme yapılmış ve İhraç Kaydıyla Satışlarda teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren 3 ay içerisinde ihracatın yapılması ile KDV istisnasından faydalanacağı hükme bağlanmıştır. İhracatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilmesi gereken KDV, ihracat işlemlerinin tamamlanmasından sonra mümkün olmaktadır

Söz konusu teslimler ile ilgili muhasebe kaydının ve takibinin düzenli olarak yapılması gerekmektedir. 192 hesap ile 392 hesabın karşılıklı çalıştırılması, tecil-terkin işleminin zamanında yapılması, iade alınması durumunda hesapların düzeltilmesi gerekmektedir.

b) Devreden KDV

Yıl sonunda;

a. KDV hesaplarının kapanmış olduğunu,

b. Devreden KDV tutarının KDV beyannamesi ile uyumlu olduğunu

tespit ettikten sonra Devreden KDV ile ilgili olarak, yıl başındaki Devreden KDV ile yıl sonundaki Devreden KDV arasındaki farkın artması durumunda nedeninin mutlaka araştırılması gerekmektedir.

Devreden KDV’si bulunan firmaların istisnalı işlemleri var ise ve de KDV iade almamışlar ise iade almaları hususu değerlendirilmelidir. Eğer ki alınan iadenin düşüklüğünden şüpheleniliyorsa, bu konunun da araştırılması gerekmektedir.

c) Henüz Ulaşmamış Faturalarda

Katma değer vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin üçüncü fıkrası gereği, indirim hakkının, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılı ile sınırlı olduğu unutulmamalıdır.

Bu çerçevede, ilgili faturanın bir sonraki yıl defterlerine yazılması halinde indirim konusu yapılamayacağına dikkat edilmelidir.

d) Sorumlu Sıfatı İle KDV

Dönem sonunda işlemlerin kontrolünde tevkifatın doğru hizmetler ile ilgili olarak doğru şirketlere yönelik yapılıp yapılmadığının kontrol edilmesi gerekmektedir. Alt taşeronlara yaptırılan yapım işlerinde de tevkifat yapılacağı unutulmamalıdır.

Tevkifatlı fatura düzenlenmiş ise bunların KDV beyannamesinde beyan edilip edilmediği, beyan edilmiş ise beyanın doğruluğu kontrol edilmelidir.

Yılsonu değerlendirmelerinde 2 No’lu KDV beyannamelerinin zamanında ve düzgün şekilde verildiğinin kontrol edilmesi gerekmektedir. 

e) İade hesabı ile KDV Beyannamesinin Uyumu

KDV Beyannamesinin;

- Tam istisna kapsamına giren işlemler, 

- Diğer iade hakkı doğuran işlemler, 

- İhraç kayıtlı teslimler 

bölümlerinde yer alan istisnalara ilişkin “İadeye Konu olan KDV/Yüklenilen KDV” rakamlarının; şirketin defter kayıt ve belgelerine istinaden hesaplanan iade rakamları ile uyumluluğu kontrol edilmelidir.

Tenzil ettirilen tutarlarla ilgili düzeltmeler yapılmalıdır.





33.4. Diğer Konular

a) Ciro Primlerinde KDV 

Sonradan düzenlenmiş bulunan ciro primi, vade farkı, kur farkı, faiz ve primler ile ilgili faturalara dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu faturalarda yer alan KDV, indirim ve iade açısından ayrı ayrı değerlendirilmelidir.

b) Şüpheli Alacakların İçerisindeki KDV

Katma değer vergisinden kaynaklanan bir alacak için karşılık ayrılması düşünülüyorsa, Vergi usul Kanunu’nun 323. maddesinde yer alan koşullar ve başta katma değer vergisi beyannamelerinde beyan edilmesi olmak üzere 334 seri no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yapılan açıklamalar çerçevesinde konunun değerlendirilmesi gerekmektedir.

c) Gider Yansıtması 

Yapılan giderin aynen yansıtılması veya daha yüksek bir tutarda yansıtılması durumunda, bu işlemlerin KDV uygulaması açısından değerlendirilmesi gerekmektedir.