5 Mart 2012 Pazartesi

İndirimli Kurumlar Vergisi



İndirimli kurumlar vergisi uygulaması ile ilgili olarak gelir idaresi başkanlığınca verilen 30.12.2011 tarih ve 147 sayılı özelge ile 7.12.2011/131, 09.12.2011/713 ve 28.12.2011/ 6 tarih/sayılı özelgeleri aşağıda özetlenmiştir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32/A maddesi hükümleri çerçevesinde;

·         İndirimli kurumlar vergisi sadece Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32/A maddesi çerçevesinde Hazine Müsteşarlığı/Ekonomi Bakanlığı tarafından teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançlara uygulanabilir.

·         İndirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazanç, safi kurum kazancını aşamaz,

·         Yasal şartları sağlayan yatırımdan kazanç elde edilmesine rağmen safi kurum kazancınızın bulunmaması veya zarar edilmesi halinde, ilgili dönemde indirimli kurumlar vergisi uygulanamayacağı gibi yatırımdan elde edilen kazançların da sonraki dönemlere aktarılmasının mümkün değildir.

·         İndirimli kurumlar vergisi, tahsilinden vazgeçilen vergiler yoluyla yatırıma katkı tutarına ulaşılıncaya kadar uygulanabileceğinden, ilgili dönemde indirimli kurumlar vergisi uygulanamaması hak kaybına da neden olmaz.

·         Tevsi yatırım, yatırım teşvik belgesinde yatırım cinsinin tevsi yatırım olarak belirtildiği yatırımlardır.

·         Tevsi yatırımdan elde edilen kazancın ayrı bir şekilde belirlenmesine imkân bulunmayan hallerde indirimli kurumlar vergisi oranının uygulanacağı kazanç, tevsi yatırım tutarının dönem sonunda kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet tutarına oranlanması suretiyle belirlenir.

·         Sabit kıymet ifadesinden Vergi Usul Kanunu’nun 313. maddesi uyarınca amortisman konusunu oluşturan iktisadi kıymetlerin anlaşılması gerekir.

·         Oranlamada toplam sabit kıymet tutarı olarak, üretimde kullanılsın kullanılmasın tüm amortismana tabi kıymetlerin birikmiş amortismanlar düşülmeden önceki brüt tutarlarının dikkate alınır.

·         Söz konusu sabit kıymetlerin gerekli şartların oluşması halinde yapılan enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan yeniden değerlenmiş değerinin dikkate alınması, enflasyon düzeltmesi dışında başkaca bir değerleme yapılmaması gerekmektedir.

·         Tevsi yatırımlarda indirimli kurumlar vergisi oranı uygulanacak kazancın ayrı olarak veya oranlama yapılmak suretiyle belirlenmesi seçimlik bir hak değildir.

·         Kazancın işletme bütünlüğü içinde ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespitinin mümkün olduğu hallerde ayrı hesaplarda takip edilmesi, kazancın bu şekilde belirlenmesine imkan bulunmayan hallerde ise oranlama yapılmak suretiyle tespiti gerekir.

Bakanlar Kuruluna tanınan yetki çerçevesinde belirlenen ve Hazine Müsteşarlığı/Ekonomi Bakanlığı tarafından teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançlar, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulmaktadır.

Tevsi yatırımlarda indirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın işletme bütünlüğü içinde ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespitinin mümkün olduğu hallerde kazanç ayrı hesaplarda takip edilecek, kazancın bu şekilde belirlenmesine imkân bulunmayan hallerde ise kazanç oranlama yapılmak suretiyle tespit edilecektir. Bir yatırımın tevsi yatırım olarak kabul edilebilmesi için yatırım teşvik belgesinde yatırım cinsinin tevsi yatırım olarak belirtilmiş olması gerekmektedir.
İndirimli kurumlar vergisi oranı uygulanacak kazancın oranlama yapılmak suretiyle belirlenmesi seçimlik bir hak olmayıp, indirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın tespit edilmesi esastır.

İndirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın ayrı bir şekilde belirlenmesine imkan bulunmaması halinde indirimli kurumlar vergisi oranının uygulanacağı kazanç, yatırım tutarının dönem sonunda kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet tutarına (devam eden yatırımlara ait tutarlar da dahil) oranlanması suretiyle belirlenir. Oranlamada sabit kıymetler birikmiş amortismanları düşülmeden önceki brüt tutarları ile dikkate alınır. Sabit kıymet ifadesinden ise Vergi Usul Kanunu’nun 313. maddesi uyarınca amortisman konusunu oluşturan iktisadi kıymetlerin anlaşılması gerekir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32/A maddesinde yer alan "Bu hesaplama sırasında işletme aktifinde yer alan sabit kıymetlerin kayıtlı değeri, yeniden değerlenmiş tutarları ile dikkate alınır." ifadesi ile kastedilen sabit kıymetlerin gerekli şartların oluşması halinde yapılan enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan yeniden değerlenmiş değerinin dikkate alınması gerektiğidir. Dolayısıyla, gerekli şartların oluşması halinde yapılacak enflasyon düzeltmesi dışında başkaca bir değerleme yapılmayacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder