14 Ekim 2011 Cuma

Yurt dışından sağlanan hizmetlerde KDV ve stopaj ile belge tevsiki



Yurt içinde faaliyet gösteren gerçek veya tüzel kişi mükelleflerin, yurt dışından mal ithal ettikleri gibi hizmet ithal etmeleri de mümkündür. Diğer bir ifade ile, bazı mükelleflerin yurt içindeki ticari faaliyetlerine bağlı olarak bazı hizmetleri yurt dışından almakta oldukları bu hizmetleri yurt içindeki ticari faaliyetleri ile birleştirmek suretiyle yurt içinde (Türkiye’de) yararlanmaları neticesinde belgelendirdikleri yurt dışı hizmet faturalarını gider yazmaları yanında sorumlu sıfatıyla vergilendirilmesi de söz konusu olmaktadır.

Bu vergilendirme ise, sorumlu sıfatıyla KDV ve Stopaj yönünden vergilendirilme işlemidir.

Katma değer Vergisi yönünden

KDV Kanunun 9. maddesine göre, mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları veya diğer ilgili bir şahsı verginin ödenmesinde sorumlu tutabilecektir.

Madde metninden de anlaşıldığı üzere vergi alacağını güvence altına almak amacıyla düzenlenen bu madde sadece ikametgahı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayanlar için öngörülmüş değildir. Maliye Bakanlığı bunların dışında gerekli gördüğü diğer hallerde de bazı şahısları sorumlu tutabilecektir.

Bu haller sınırlı olmayıp mükelleflerin idarece takibinin güç olduğu dolayısıyla vergi tarh, tahakkuk ve tahsilatında kaybın veya gecikmenin mümkün olduğu hallerdir.

Maddede belirtilen işlemlere taraf olanlar ile "diğer ilgili şahıslar" mükellefin temsilcisi, vekili, mükellef adına hareket etmeye yetkili herhangi bir şahıs veya kendine mal teslim edilen veya hizmet ifa edilen kişilerdir. Bu şahıslar verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten mükellef gibi sorumlu olacaklardır.

Nitekim 15 seri KDV genel tebliğinde; “Katma Değer Vergisi Kanununun 1 inci maddesine göre işlemler Türkiye'de yapıldıkları takdirde vergiye tabi tutulabilecektir. Aynı Kanunun 6/b maddesine göre, Türkiye'de yapılan, değerlendirilen veya faydalanılan hizmetler Türkiye'de ifa edilmiş sayılacaktır. Yurt dışındaki firmalara yaptırılan hizmetlerden bu kapsama girenlerin vergiye tabi olacağı açıktır. Bu gibi hizmet ifalarında mükellef esas olarak yurt dışındaki firma olmakla birlikte, firmanın Türkiye'de ikametgahı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmaması halinde vergi, sözü edilen Kanunun 9 uncu maddesi gereğince hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından bağlı bulunulan vergi dairesine sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir. “ açıklaması mevcuttur.

KDV kanunundaki hizmet; Bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek, gibi işlemlerdir.

Hizmet ithali ise; teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan, hizmet sayılan işlerin yurt dışındaki kişi veya kuruluşlara yaptırılarak faydasından yurt içinde (Türkiye’de) yararlanılması işlemidir.

Hizmet Türkiye dışında yapılmış ancak, hizmetin bedeli Türkiye’de ödenmişse, değerlendirme Türkiye’de yapılmış sayılarak ifa edilen hizmet Türkiye’de vergilendirilmelidir. Ayrıca, hizmet Türkiye dışında ifa edilmiş ve hizmetin bedeli Türkiye dışında ödenmiş olmasına rağmen hizmetin bedeli Türkiye’de ödeyenin hesabına intikal ettirilmiş yani Türkiye’de ödeyenin hesaplarına gider kaydedilmişse yine hizmet Türkiye’de değerlendirilmiş sayılarak vergiye tabi tutulmalıdır.

Faydalanma Türkiye’de olmak ve KDV yi önleyen özel bir hüküm bulunmamak kaydıyla;

  • Yurt dışından teknik hizmet, montaj hizmeti veya danışmanlık hizmeti alınması,
  • Yurt dışından gayrimaddî hak alınması veya kiralanması (know-how, marka vs.),
  • Yurt dışından kiralanmış menkulün (meselâ bir iş makinesinin) Türkiye’ye getirilip kullanılması,
  • Yurt dışından yazılım hizmeti alınması,
  • Yurt dışından tamir-bakım hizmeti alınması,
  • Bir yurt dışı firmanın personeli olan kişinin, geçici süreyle Türkiye’de görev yapması
gibi hizmetler KDV sorumluluğu gerektirmektedir.

Öte yandan, İhraç mamullerimizin pazarlanması amacıyla verilen komisyonlar ile yine yurt dışında yapılan ilan ve reklam hizmetlerinin bedelleri için KDV sorumluluğu aranmayacağına dair 30.05.1989 Tarih ve 266 Nolu Hesap Uzmanları Kurulu Danışma Komisyonu kararı da mevcuttur.

Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunu (Stopaj) Yönünden

Yurt dışında yerleşik kişi ve kurumlar, Türkiye’de mukim gerçek ve tüzel kişilere hizmet sunmak suretiyle elde ettiği gelirler nedeniyle ve vergi anlaşmalarında aksine hüküm olmaması şartıyla Türkiye’de gelir veya kurumlar vergisine tabi tutulmaktadır. Burada vergileme, yurt dışında mukim gerçek ve tüzel kişiler için genellikle de stopaj yoluyla yapılmaktadır.

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesi kapmasında yapılacak stopajın şartları 

  • Hizmeti sunan yurt dışında mukim bir gerçek kişi olmalıdır.
  • Yapılan hizmet niteliği itibariyle Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesi kapmasında tevkifat yapılacak hizmetler arasında sayılmalıdır.
  • Kendisine hizmet sunulan kişi veya kurum Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinde yer alan tevkifat yapmak zorunda olanlar arasında sayılmalıdır.
  • İlgili ülke ile çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması olmamalıdır veya vergi anlaşmasında stopajı engelleyici bir hüküm bulunmamalıdır.
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 30. maddesi kapmasında yapılacak stopajın şartları

  • Hizmeti sunan yurt dışında mukim bir kurum olmalıdır.
  • Yapılan hizmetin niteliği itibariyle Kurumlar Vergisi Kanununun 30. maddesi kapmasında tevkifata tabi olması gerekir.
  • İlgili ülke ile çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması olmamalıdır veya vergi anlaşmasında stopajı engelleyici bir hüküm bulunmamalıdır.
GVK nın 94. maddesi ile, KVK ’nın 30. maddesi kapsamında yapılacak stopajlarda en önemli fark şudur. GVK’nın 94. maddesi kapsamında yapılacak stopajı sadece ilgili maddede sayılan gerçek veya tüzel kişiler yaparlar. KVK ’nın 30. maddesi kapsamında stopaj yapacak gerçek kişi veya kurumlar ise sayılmamıştır. Burada stopajı yapacak olan kazanç ve iratları sağlayanlardır.

Buna göre, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yapılan;

  • Her nevi komisyon ödemeleri,
  • Yurt dışında yapılan ilan veya reklam bedeli ödemeleri,
  • Yurt dışında gerçekleşen taşıma bedeli ödemeleri,
  • Sigorta primi ödemeleri,
  • Yurt dışında yaptırılan fason iş bedeli ödemeleri,
  • Gözetim ücreti ödemeleri,
  • Yurt dışı seyahatlerde ortaya çıkan ödemeler (otel, lokanta, ulaşım, haberleşme vs.),
  • Fuar katılım ücreti ödemeleri,
  • Uydu kirası ödemeleri,
ile sair benzeri ödemeler, ticarî nitelikli olduklarından stopaj kapsamına girmemektedirler.

Buna mukabil yurt dışından sağlanan;

  • Elemanların ücretleri (yabancı bir kuruluşun elemanının Türkiye’deki bir firmanın personeli veya yöneticisi olarak çalışması nedeniyle söz konusu yabancı kuruluşa yapılan ödeme ücret niteliğindedir ve KVK nın 30. maddesi uyarınca stopaja tabidir.),
  • Mühendislik, montaj, danışmanlık, eğitim hizmeti, özel yazılım yaptırılması, tercüme yaptırılması gibi serbest meslek hizmeti niteliğindeki hizmet bedelleri,
  • Kiralama hizmeti karşılığında yapılan ödemeler (Finansal kira veya normal kira),
  • Borç verme, mevduat ve benzeri fonlamalar karşılığında ödenen faizler,
  • Telif, imtiyaz, ticaret unvanı, marka, know-how ve benzeri gayrimaddi haklar için ödenen bedeller veya kiralar
gibi, GVK’nın 94 veya KVK’ nın 30. maddesi kapsamında bulunan ödemelerde, vergi anlaşmasında stopajı önleyen bir hüküm (Çifte vergilendirmeyi önleyen anlaşmalar) olmadığı sürece, gerekli oranlar üzerinden stopaj yapılması icap etmektedir.

Yurt dışından Sağlanan Hizmetlerin Karşılığının Belgelendirilmesi (V.U.K. Yönünden)
  
 22.01.1997 Tarih, 22885 sayılı resmi gazetede yayımlanan 253 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yapılan düzenlemeye göre; yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler karşılığında alınan belgelerin, yurt dışındaki temsilciliklerimizde veya yurt içinde noterlerce Türkçeye tercüme ve tasdik edilme zorunluluğu kaldırılmıştır. Yurt dışındaki kişi veya firmalardan belge alan mükelleflerin, bu belgeleri defter kayıtlarında gider olarak göstermeleri sırasında belgelerde yazılı bilgileri, belgenin düzenlendiği günde Merkez Bankasınca belirlenen döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevirerek kayıtlarında göstermeleri gerekir. Ancak inceleme sırasında inceleme elemanınca lüzum görülmesi halinde, mükellefler bu belgelerini tercüme ettirmek zorundadırlar. Öte yandan, yurt dışında yapılan ve belgelendirilemeyen bir kısım giderlerin de götürü olarak dikkate alınması mümkündür.

Yurt dışına mal veya hizmet ihraç eden işletmelerin yurt dışında yaptıkları reklam ve pazarlama giderleri, Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin 1 numaralı bendinde yer alan genel giderlerdendir. Yurt dışından sağlanan hizmetlerin belgelendirilmesi ve ilgili giderlerinin ticari kazancın tespitinde dikkate alınması konusunda bir tereddüt yoktur. Yurt dışı harcamaların belgelendirilmesi ile ilgili olarak öteden beri istenen tevsik edici belgelerin alınmış olduğu ülkede bulunan yurt dışı temsilciliklerimizce Türkçeye tercüme ve tasdik edilmesi şartının kaldırılması ile birlikte, belgelendirme ile ilgili de bir özelliğin kalmadığı düşünülebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder