Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 30
uncu maddesinin uygulamasına yönelik tereddüt konusu olaylarla ilgili olarak Gelir
İdaresi Başkanlığınca yayımlanan 57 seri nolu KDV sirküleri aşağıda
özetlenmiştir.
1. Yasal Düzenleme
KDV Kanununun 30 uncu maddesinde;
"Aşağıdaki vergiler mükellefin
vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden
indirilemez:
a) Vergiye tabi olmayan veya vergiden
istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış
vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan
katma değer vergisi,
b) Faaliyetleri kısmen veya tamamen
binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların
bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin
alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisi,
c) Deprem, sel felaketi ve Maliye
Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu
zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait katma değer vergisi,
d) Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarına
göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen
katma değer vergisi."
hükmü yer almaktadır.
2. Vergiye Tabi Olmayan veya Vergiden
İstisna Edilmiş Bulunan İşlemlerle İlgili KDV
KDV Kanununun 30/a maddesine göre, vergiye
tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili yüklenilen
vergilerin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.
2.1. Vergiye Tabi Olmayan İşlemlere İlişkin
Yüklenilen KDV
KDV Kanununun 1/1 maddesinde, Türkiye'de
ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan
teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu; 6 ıncı maddesinde de işlemlerin
Türkiye'de yapılmasının, malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını,
hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını
ifade ettiği hüküm altına alınmıştır. Bu kapsama girmeyen, yani vergiye tabi
olmayan teslim ve hizmetler nedeniyle yüklenilen vergiler indirim konusu
yapılamamaktadır.
Örneğin;
- Yurt dışındaki malların Türkiye'ye
getirilmeksizin yine yurt dışına satışı yoluyla yapılan transit (doğrudan)
ihracat işlemi,
- Türkiye'de KDV mükellefi olan bir
firmanın yabancı bir ülkede yer alan fabrikasında üretilen malların yurtdışında
satışı,
- Yurt dışındaki havayolu firmalarına
yurtdışında yolcu taşımak üzere yapılan uçuş hizmetleri,
- Yurt dışına çıkartılan kamyon, iş
makinesi, tarım makinesi vb. araçların yine yurtdışındaki kişi ve kurumlara
kiralanması,
- Türkiye'de mükellef olan avukatın yurtdışında
görülen bir davada müvekkilini temsil etmesi,
- Türk inşaat firmasının yurtdışında
otoyol inşaatı yapması,
- Türkiye'de mukim bir inşaat firmasının
yurtdışında yaptığı inşaatlara ilişkin bakım, onarım, montaj gibi hizmetlerin
Türkiye'de mukim başka bir firma tarafından yurtdışında yapılması,
gibi işlemler KDV ye tabi olmadığından, bu
işlemler nedeniyle Türkiye'de KDV ödenmiş olması halinde, verginin konusuna
girmeyen bu işlemlere ait yüklenilen KDV indirim konusu yapılamayacaktır.
Öte yandan, bu işlemler KDV nin konusuna
girmediğinden, ihracat veya transit taşımacılık istisnası gibi herhangi bir
istisna kapsamında değerlendirilmek suretiyle KDV iadesi talep edilmesi de
mümkün değildir.
2.2. Vergiden İstisna Edilmiş İşlemlere
İlişkin Yüklenilen KDV
KDV Kanununun 11, 13, 14, 15 ve 17/4-s
maddeleri ile 17/4-c, 17/4-r (kısmi olarak), 17/4-t, geçici 12 ve geçici 23
üncü maddeleri uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemler dışında
vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili yüklenilen vergilerin
indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Örneğin;
- Kanunun 17/1 maddesinde sayılan kurum ve
kuruluşlara bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimi ve hizmet ifaları
nedeniyle yüklenilen vergiler indirim konusu yapılamayacaktır. Bu kapsamda,
Sağlık Bakanlığına bağışlanacak hastanelerin veya Milli Eğitim Bakanlığına
bağışlanacak okulların inşası nedeniyle yüklenilen KDV veya kamu menfaatine
yararlı bir derneğe, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakfa yapılan
ayni bağışlarla ilgili yüklenilen KDV indirim konusu yapılamayacaktır.
- Tarım Müdürlükleri Döner Sermaye
İşletmeleri veya Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri tarafından tarımı yaymak,
ıslah ve teşvik amacıyla zirai araştırmalar, arazi ıslah çalışmaları yapılması;
tohumluk, fidan, damızlık hayvan teslimleri Kanunun 17/1-a maddesi gereğince
KDV den istisna olduğundan bu teslimlerle ilgili alış vesikalarında gösterilen
veya bu ürünlerin maliyetleri içinde yer alan KDV nin indirim konusu yapılması
mümkün bulunmamaktadır.
- Kamu menfaatine yararlı bir derneğe ait
sağlık biriminin KDV den müstesna olan sağlık hizmeti ifaları ile ilgili olarak
yüklenmiş olduğu KDV indirim konusu yapılamayacaktır.
- Teknoloji geliştirme bölgelerinde
faaliyet gösterenler tarafından verilen bazı yazılım hizmetleri dolayısıyla
yüklenilen KDV, ürettikleri yazılımı Türkiye'de satmaları kaydıyla indirim
konusu yapılmayacaktır. Ancak, söz konusu yazılım hizmetinin yurt dışındaki bir
müşteriye verilmesi halinde Kanunun 11 ve 12 inci maddeleri kapsamında KDV
istisnası uygulanacak, Kanunun 32 inci maddesine göre bu işlem nedeniyle
yüklenilen KDV indirim konusu yapılabilecek, indirilemeyen KDV ise iade
edilebilecektir.
- 2863 sayılı Kanun kapsamındaki tescilli
taşınmaz kültür varlıklarının rölöve, restorasyon ve restitüsyon projelendirmelerinden
yararlananlara verilen mimarlık hizmetleri ile projelerin uygulanması
kapsamında yapılacak teslimler KDV den istisna olup, istisna kapsamına giren
işlemleri yapanların bu işlemler nedeniyle yüklendikleri KDV yi indirim konusu
yapması mümkün bulunmamaktadır.
- Organize sanayi bölgeleri ile küçük
sanayi sitelerinin kurulması amacıyla oluşturulan iktisadi işletmelerin arsa ve
işyeri teslimi KDV den istisna olduğundan bu teslimler nedeniyle yüklenilen
vergiler indirim konusu yapılamayacaktır.
3. Binek Otomobillerinin Alımında Ödenen
KDV
KDV Kanununun 30/b maddesi hükmüne göre,
faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli
şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobillerinin
alış belgelerinde gösterilen KDV hariç olmak üzere, KDV mükelleflerinin binek
otomobili alımında yüklendikleri KDV nin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
KDV uygulaması bakımından binek otomobili
kapsamına giren araçlar, 54 No.lu KDV Sirkülerinde yapılan açıklamalara göre belirlenecektir.
Bu çerçevede, taksi işletmecisi, sürücü
kursu ve otomobil kiralama şirketi gibi işletmelerin faaliyetleri ile ilgili
satın aldıkları binek otomobilleri nedeniyle ödenen KDV indirim konusu
yapılabilecektir. Bu mükelleflerin binek otomobilinin alış belgesinde
gösterilen KDV, ait olduğu takvim yılı aşılmamak kaydıyla, ilgili belgelerin
kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde, bu araçların fiilen
faaliyette kullanılmaya başlanılıp başlanılmadığına bakılmaksızın
indirilebilecektir.
Örneğin;
Mükellef tarafından araç kiralama
faaliyetinde kullanılmak üzere Ocak/2010 döneminde satın alınan araç nedeniyle
ödenen KDV, bu dönemde aracın kiralanıp kiralanmadığına bakılmaksızın
indirilebilecektir.
Binek otomobili işletmeciliği ile uğraşan mükelleflerin
işletme amacı dışında satın aldıkları binek otomobillerinin alış belgelerinde
gösterilen KDV nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.
Örneğin;
- Otomobil kiralama şirketinin kiralama
amacı dışında şirketin kendi ihtiyacı için aldığı otomobili (örneğin; genel
müdüre tahsis edilen otomobil, bir pazarlama şirketinin satış elemanına tahsis
ettiği otomobil vb.) nedeniyle yüklenilen KDV nin indirim konusu yapılması
mümkün bulunmamaktadır.
- A Oto Servis ve Ticaret A.Ş. nin test
sürüşü aracı olarak aktifine kaydettiği binek otomobiline ait yüklenilen KDV yi
indirim konusu yapması mümkün değildir.
- Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 87.04
tarife pozisyonunda belirtilen taşıtların sonradan değişiklik yapılarak binek
otomobiline dönüştürülmesi durumunda, bu taşıtların iktisabında yüklenilen KDV
ile binek otomobiline dönüşüm nedeniyle oluşacak ÖTV farkı üzerinden
hesaplanacak KDV indirim konusu yapılamayacaktır. Taşıtın alımında indirim
konusu yapılan KDV ise, dönüşüm işleminin yapıldığı dönemde indirim
hesaplarından çıkarılarak "ilave edilecek KDV" olarak beyan
edilecektir.
4. Zayi Olan Mallara Ait KDV
KDV sisteminde alış belgelerinde
gösterilen verginin indirilmesi, bu malların satışı sırasında mala eklenen
değerin vergilendirileceği düşüncesine dayanmaktadır. 1 Seri No.lu KDV Genel
Tebliğinde, zayi olan mallar için satış ve dolayısıyla yaratılan bir katma
değer olmayacağından, bu mallara ilişkin alış vesikalarında gösterilen verginin
indirilmesinin, zayi olan mallar üzerindeki vergi yükünü tamamen ortadan
kaldıracağı; bu nedenle, Kanunun 30/c maddesi uyarınca, zayi olan malların alış
vesikalarında gösterilen KDV nin mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden
hesaplanan KDV den indirilemeyeceği belirtilmiştir.
Öte yandan aynı bentte, deprem, sel felaketi
ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki
yangın sonucu zayi olan mallar nedeniyle yüklenilen vergilerin indirimine
olanak tanınmaktadır.
Örneğin;
Sel felaketi nedeniyle bir şirketin
deposunda yer alan malların zayi olması veya Maliye Bakanlığınca yangın
sebebiyle mücbir sebep ilan edilen yerde olması koşuluyla, yangın nedeniyle
malların kullanılamaz duruma gelmesi halinde bu mallara ilişkin yüklenilen
vergiler indirim konusu yapılabilecektir.
Buna karşılık Maliye Bakanlığınca yangın
sebebiyle mücbir sebep ilan edilmediği sürece, yangın sonucu zayi olan mal
nedeniyle yüklenilen KDV nin indirim konusu yapılması mümkün değildir.
Örneğin,
İthal edilen malların depolandığı
antrepolarda çıkan yangın sonrasında Maliye Bakanlığınca mücbir sebep ilan
edilmediği takdirde zayi olan malların ithalinde ödenen KDV nin indirim konusu
yapılması mümkün bulunmamaktadır.
4.1. Malların Zayi Olması Sonucu Meydana
Gelen Kayıplar
113 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (E)
bölümünde, kullanım süresi geçen veya kullanılamayacak hale gelen malların zayi
olan mal olarak değerlendirileceği; KDV Kanununun 30/c maddesine göre
mükelleflerce bu malların iktisabında yüklenilen KDV nin indirim konusu
yapılmasının mümkün olmadığı ifade edilmiştir.
Bu çerçevede;
- İmalatta kullanılmak için alınan ancak
imalata girmeden eskime, bozulma, çürüme, çatlama vb. nedenlerle kullanılamaz
hale gelen ve bu nedenle imalatta veya ambalajlamada kullanılabilme vasfını
yitiren hammadde ve malzeme ile ambalaj maddeleri,
- Son kullanma tarihinin geçmesi, çeşitli
kimyasallar içerdiğinin tespit edilmesi gibi nedenlerle kanunen tekrar
satılması mümkün olmayan ve imha edilen bisküvi, çikolata, konserve gibi gıda
ürünleri,
- Sağlık Bakanlığınca kullanımının
yasaklanması nedeniyle imha edilen ilaçlar ile kullanım süresi içinde formül
hatası bulunan, miadının dolması veya hasar görmesi nedeniyle kullanılamaz hale
gelmiş, üretimden kalkmış, insan sağlığını tehdit eden ilaçlar,
- Hatalı dikim, renk farklılığı, leke ve
benzeri nedenlerle ya da şirket politikası gereği satışı mümkün olmadığından
imha edilen mallar,
- Kullanım ömrünü tamamladığı için imha
edilen araç lastikleri,
için yüklenilen KDV indirim konusu
yapılamayacaktır.
4.2. Malların Değerinin Düşmesi Sonucu
Meydana Gelen Kayıplar
Malın tamamen yok olmaması, ancak
değerinde önemli derecede düşüklük meydana gelmesi halinde malın zayi olması
hükümleri geçerli olmayacaktır. Bu durumda malların zayi olması değil düşük
bedelle veya zararına satışı söz konusu olacağından, bu malların iktisabı
dolayısıyla yüklenilen KDV nin indirim konusu yapılabileceği tabiidir.
Örneğin;
- Üretim esnasında renginde problem olan
giyeceklerin,
- Yangın sonucu tamamen yok olmayan ve
ekonomik değeri olan yedek parça ve malzemelerin
daha düşük bir fiyatla satılması halinde
bunlar nedeniyle yüklenilen KDV'nin tamamı indirim konusu yapılabilecektir.
4.3. Fire Sonucu Meydana Gelen Kayıplar
Fire, bir malın imalat sürecinde veya
tüketiciye arzına kadar kendi doğal akışı içinde uğradığı fiziksel kayıp olarak
tanımlandığından, imalat sırasında veya sonrasında meydana gelen firelerin zayi
olan mal kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu durumda, daha
önce indirim konusu yapılan KDV nin de düzeltilmesine gerek yoktur. Ancak,
yasal düzenleme veya ilgili mesleki kuruluşlar tarafından belirlenen fire
miktarını aşan kayıplara ilişkin giderlerin, Gelir veya Kurumlar Vergisi
Kanunlarına göre kazancın tespitinde indiriminin kabul edilmemesi halinde, bu
giderler dolayısıyla yüklenilen KDV nin de indirim konusu yapılması mümkün
değildir.
Örneğin;
- Akaryakıtın depolanması sırasında ortaya
çıkan ve ilgili kuruluşlar tarafından belirlenen oranlar dahilindeki kayıplar,
- Balık çiftliklerinde balık üretimi
esnasında pazarlama aşamasına ulaşıncaya kadar geçen süreçte, balık üretim ve
besleme firesi olarak oluşan balık ölümleri,
- Tavuk çiftliklerinde, üretimin doğal
sonucu oluşan kayıplar,
- Hazır giyim eşyası dikiminde veya
ayakkabı yapımında üretim sürecindeki kesme, biçme, dikme gibi işlemlerin doğal
sonucu olarak ortaya çıkan kayıplar,
fire olarak değerlendirilmekte olup,
bunlara ilişkin yüklenilen KDV indirim konusu yapılabilecektir.
5. Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına
Göre Kazancın Tespitinde İndirimi Kabul Edilmeyen Giderler Dolayısıyla Ödenen
KDV
KDV Kanununun 30/d maddesi uyarınca, Gelir
ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul
edilmeyen (kanunen kabul edilmeyen) giderler dolayısıyla ödenen KDV indirim
konusu yapılamamaktadır.
Buna göre, faaliyetin yürütülmesi için gerekli olan
giderler dışında kalan, işle ilgili bulunmayan veya işletme sahibinin özel
tüketimine yönelik harcamalar niteliğinde bulunan ve sair kanunen kabul
edilmeyen giderlere ilişkin belgelerde gösterilen KDV, mükellefin vergiye tabi
işlemleri üzerinden hesaplanan KDV den indirilemeyecektir.
Bu hükmün uygulanmasına ilişkin aşağıdaki
örnekler verilebilir:
- Kiralama yoluyla edinilen veya işletmede
kayıtlı olan; yat, kotra, tekne, sürat teknesi gibi motorlu deniz taşıtları ile
uçak, helikopter gibi hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile
ilgili olmayanların giderleri ve amortismanları, kazancın tespitinde indirim
olarak dikkate alınmadığından, bu giderler dolayısıyla yüklenilen KDV nin
indirim konusu yapılması mümkün değildir.
- Serbest meslek faaliyetini sürdürmek
amacıyla satın alınan taşınmazın bir kısmının konut, bir kısmının işyeri olarak
kullanılması durumunda, söz konusu taşınmazın envanter defterine veya
amortisman listelerine kaydedilmesi şartıyla amortisman giderlerinin yarısı
gider olarak yazılabileceğinden taşınmaz nedeniyle yüklenilen KDV nin de sadece
yarısı indirim konusu yapılabilecektir.
- Örtülü sermaye üzerinden ödenen veya
hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderler ile transfer fiyatlandırması
yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançların kurum kazancının tespitinde indirim
konusu yapılması kabul edilmediğinden, bu giderler dolayısıyla ödenen KDV nin
de indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.
6. Değerlendirme ve Sonuç
KDV mükelleflerinin vergiye tabi işlemleri
üzerinden hesaplanan KDV den, ithal ettikleri mal ve hizmetler dolayısıyla
ödenen veya kendilerine yapılan teslim ve hizmetler üzerinden hesaplanan KDV
indirilebilmektedir.
Ancak, Kanunun 30 uncu maddesi
kapsamındaki durumlara ilişkin yüklenilen KDV indirim konusu yapılamamaktadır.
İndirim konusu yapılmayan bu vergiler, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları
çerçevesinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate
alınabilmektedir. Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları uyarınca indirimi kabul
edilmeyen giderler nedeniyle yüklenilen KDV ise, gider veya maliyet unsuru
olarak değil, kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınmaktadır.
Zayi olan mallarda olduğu gibi
indirilemeyecek KDV koşulları sonradan oluşmuş ve yüklenilen KDV nin daha önce
indirim konusu yapılmış olması durumunda, bu tutarların indirilemeyecek KDV
haline dönüştüğü vergilendirme dönemine ait 1 No.lu KDV Beyannamesinin
"İlave Edilecek KDV" satırına dahil edilmesi suretiyle indirim
hesaplarından çıkarılması gerekmektedir.