Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığınca KDV
mevzuatı açısından tereddüt edilen konulara 60 seri nolu KDV sirküleri ile
açıklık getirilmiştir. Bu konulardan biride tazminat ve aidatların KDV
karşısındaki durumudur. Konu ile ilgi olarak söz konusu sirkü ile yapılan
açıklama aşağıda özetlenmiştir.
Söz konusu sirkü gereği;
Herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olarak
ortaya çıkmayan tazminat ve benzeri ödemeler prensip olarak KDV'nin konusuna
girmemektedir.
Bu kapsamda, işin sözleşme şartlarına uygun
yapılmaması, işin verilen süre içerisinde tamamlanmaması, sözleşmenin
feshedilmesi gibi nedenlerle tazminat, cayma bedeli vb. adlarla yapılan cezai
şart mahiyetindeki ödemeler herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı
olmadığından KDV'nin konusuna girmemektedir.
Buna göre;
(1) Belediye tarafından ihale edilip sözleşmeye
bağlanan inşaat, onarım, malzeme ve hizmet alımı işlerinde yükleniciden
kaynaklanan gecikmelerden dolayı yükleniciye gecikme cezası tahakkuk
ettirilmesi durumunda sözleşme gereği yükleniciden gecikme cezası adı altında
tahsil edilen bedel KDV'ye tabi olmayacaktır. Öte yandan, gecikme cezasının
hakedişten kesilerek tahsil edilmesinin, belediyenin yükleniciye ödemesi
gereken KDV tutarına etkisi bulunmamaktadır.
(2) İşverenler tarafından çalışanlara ödenen kıdem
tazminatları ücret mahiyetinde olduğundan KDV'nin konusuna girmemektedir. Bu
nedenle;
- İşçilerin iş akitleri feshedilmeden bir başka
işverene nakledilmesi nedeniyle, işçilerin tazminat tutarlarının devir tarihine
kadar hesaplanarak yeni işverene aktarılması,
- İşçilerin yeni işverence iş akitlerinin feshedilmesi
veya emeklilik hakkı kazanmaları nedeniyle, tazminat tutarlarının eski
işverenin sorumlu olduğu kısmının yeni işverene aktarılması
KDV'ye tabi olmayacaktır.
(3) Bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil
etmeyen veya buna bağlı olarak ortaya çıkmayan sigorta tazminatları KDV'nin
konusuna girmemektedir. Bu durumda, sigortalının hasar gören eşya için sigorta
şirketinden aldığı tazminat için KDV hesaplanması söz konusu olmayacaktır.
Ancak, sigortalı mükellefin hasar gören eşyayı tamir
ettirerek, adına düzenlenen faturaları ibraz etmek suretiyle tamir bedelini
sigorta şirketinden tahsil ettiği durumda, sigortalının, sigorta şirketi adına
yaptığı ve KDV'ye tabi olan masrafların aynen sigorta şirketine yansıtılması
için fatura düzenlenmesi ve KDV hesaplanması gerekmektedir.
KDV Kanununun 24/c maddesinde, vade farkı, fiyat
farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında
sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin, KDV matrahına dahil olduğu
hükme bağlanmıştır.
Buna göre, KDV'ye tabi bir teslim veya hizmetin
karşılığında alınan bedelle ilgili olarak, tazminat adı altında olsa bile,
yapılan ödemeler matraha dahil olduğundan, bunlar üzerinden teslim veya
hizmetin tabi olduğu oranda KDV hesaplanması gerekmektedir.
Örneğin, elektrik faturasının vadesinden sonra
ödenmesi nedeniyle aboneden alınan %5 geç ödeme tazminatı KDV matrahına dahil
edilerek, toplam tutar üzerinden KDV hesaplanacaktır.
Üyelerden veya katılımcılardan alınan aidatlar,
herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmemek şartıyla KDV'nin
konusuna girmemektedir. Örneğin dernek tüzüğünde belirtilen gelirlerden olan
üye aidatları KDV'ye tabi tutulmayacaktır.
Ancak kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan bir kooperatifin
ticari nitelikteki teslim ve hizmetlerinin karşılığında yapılan ve kurum
kazancının bir unsuru sayılan aidat ödemeleri KDV'ye tabi tutulacaktır. Örneğin
tüketim ve taşımacılık kooperatifleri gibi kurumlar vergisi mükellefiyeti
bulunan kooperatiflerin üyeleri tarafından yapılan ve kurum kazancının bir
unsuru sayılan aidat ödemeleri KDV'ye tabi bulunmaktadır. Kurumlar vergisi
mükellefiyeti bulunmayan kooperatifin ortak giderleri karşılamak (üyelerin
güvenlik, bahçıvanlık, havuz ve sosyal tesislerin bakımı, elektrik ve su gibi
ihtiyaçlarının giderilmesi) amacıyla tahsil ettiği aidatlar ise ticari mahiyet
arz etmediğinden KDV'ye tabi tutulmayacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder