2 Ocak 2012 Pazartesi

Vergi Dairelerinde vekaletle iş takibi


Kavram olarak temsil, bir kimsenin başka bir kişi nam ve hesabına yetkili kılınarak işlem yapabilmesidir. Bu yetkiye dayalı olarak temsilci tarafından yetki çerçevesinde yapılan işlemler hukuken geçerlidir. Temsil yetkisinin kaynağını kanun ise, 'kanuni temsil'; sözleşme ise 'iradi temsil' söz konusudur.

İradi temsilin dayanağını oluşturan vekalet, Gerek eski 818 sayılı Borçlar Kanununda gerekse yeni 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 502. maddesinde 'vekalet sözleşmesi, vekilin vekalet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir' denilerek yer bulmuştur. 

Vergi dairesinde vekaletle iş yapılabilir mi?

Vergi mevzuatımızda iradi temsil konusuyla ilgili olarak özel bir düzenleme yer almamaktadır.

VUK' un 8. maddesinin üçüncü fıkrasında;

 'Vergi kanunlarıyla kabul edilen haller müstesna olmak üzere, mükellefiyete veya vergi sorumluluğuna müteallik özel mukaveleler vergi dairelerini bağlamaz' hükmü mevcuttur.

Bu hükümden anlaşılacağı üzere iradi temsilin mümkün olduğu ancak vergi dairesi bakımından bağlayıcı olmadığı kesindir.

Uygulamada ve yargı kararların da vergi hukukunda iradi temsilin mümkün olduğu ortaya çıkmakla beraber Vergi Dairesinde işlem yapılabilmesi için Vergi İdaresinin Genel vekaletnameyi kabul etmediği her bir işlem için özel şerhi olan özel vekaletname talep ettiği görülmektedir.

Nedeni ise son derece açıktır. Zira Vekiller,  vergi dairelerinde mükellef adına borçlanabilir, vergi dairesinden para tahsil edebilir, mahsup yapabilir veya mükellef adına ceza kesilmesini gerektiren durumlara ve olaylara neden olabilir. Kısaca vekilin yapacağı işlemler mükellefin hukukunu doğrudan etkileyebilir. Dolayısıyla böylesine önemli bir konuda verilecek vekaletnamenin 'özel' olması gerekir.

Vekaletin özel olması yanında birde özel şerhe sahip olması istenmektedir. Bu da doğal ve anlaşılabilir bir mantık dır. Çünkü vekil bir iş için mi yoksa süreklimi temsil yetkisine sahiptir. Vekil azil edilmiş olabilir dolayısıyla idarenin bunu bilmesi önemlidir ayrıca azil edilmiş bir vekilin yapacağı işlemler ilerde ortaya hukuki sorunları çıkaracaktır.
Buraya kadar yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, vergi mükelleflerinin iradi temsili açısından herhangi bir sorunu bulunmamaktadır.

Ancak temsil yetkisinin,

Genel vekaletname ile değil, “kullanılacak yetkinin kapsam ve sınırlarının açıkça belirtildiği” ve “vekil tayin edilen kişinin azledilmesi halinde azil tarihi ile durumun vergi dairesine bildirildiği tarih arasında geçen süre içerisinde vergi dairesince yapılacak işlemlerden vergi dairesinin sorumlu olmadığına ilişkin” özel bir şerhin yer aldığı,

Özel vekaletname ile verilmesi gerekmektedir.

Vergi idaresince konu ile ilgili bu yönde verilen birden fazla özelge de mevcuttur. 18/03/2011tarih ve B.07.1.GİB.4.06.18.02-3210-7920-146 sayılı özelge;

“Buna göre, dilekçenizde belirttiğiniz işlemlere ilişkin olarak tarafınıza verilecek özel vekaletnamede; dosya hazırlama, tecil terkin ve mahsuben iade dilekçeleri vermeye yetkili kılındığınıza dair özel hüküm bulunması ve iadesi talep edilen veya mahsubu istenen verginin nev'i, miktarı ve dönemi gibi hususların da yer alması şartıyla tarafınıza verilecek vekaletname ile söz konusu işlemleri yapabilmeniz mümkün bulunmaktadır.

Ancak, düzenlenen vekaletnamede vekil tayin edilen kişinin azledilmesi halinde azil tarihi ile durumun vergi dairesine bildirildiği tarih arasında geçen süre içerisinde vergi dairesince yapılacak işlemlerden vergi dairesinin sorumlu olmadığına ilişkin bir şerhin yer alması gerektiği tabiidir.”
Şeklindedir.


'

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder