27 Nisan 2011 Çarşamba

Sevk irsaliyesi

*        *        

213 sayılı VUK nun 230 uncu maddesinin 5 inci fıkrası;

“230/5. (3239 sayılı Kanunun 19'uncu maddesiyle değişen bent) Satılan malların teslim tarihi ve irsaliye numarası, (Malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının, taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlenmesi ve taşıtta bulundurulması şarttır.)
 
Malın, bir mükellefin birden çok iş yerleri ile şubeleri arasında taşındığı veya satılmak üzere bir komisyoncu veya diğer bir aracıya gönderildiği hallerde de, malın gönderen tarafından sevk irsaliyesine bağlanması gereklidir. Bu bentte yazılı irsaliyeler hakkında fiyat ve bedel ile ilgili bilgiler hariç olmak üzere, bu madde hükmü ile 231 inci madde hükmü uygulanır. İrsaliyelerde malın nereye ve kime gönderildiği ayrıca belirtilir.
 
şu kadar ki nihai tüketicilerin tüketim amacıyla perakende olarak satın aldıkları malları kendilerinin taşıması veya taşıttırması halinde bu mallara ait fatura veya perakende satış fişinin bulunması şartıyla sevk irsaliyesi aranmaz.”
Amir hükmündedir. 

Sevk irsaliyesi kullanımı uygulamada yerleşmiş olmasına rağmen zaman zaman yanlışlıklar yapılmakta ve mükellefler cezai müeyyidelerle karşılaşmaktadırlar. Konu ile ilgili olarak Gelir idaresince bugüne kadar birden çok Genel Tebliğde açıklamalar yapılmıştır. Bu genel tebliğler ışığında Sevk irsaliyesi hakkında bilinmesi gerekenler aşağıda özetlenmiştir.

Aynı işletmenin şubeleri arasında mal sevkiyatı olması halinde

141 seri nolu VUK Genel tebliği gereği;

Malın faturanın düzenlenmesinden önce teslim edildiği (satılan malın satıcı veya müşteri tarafından taşınması hali dahil) veya bir mükellefin birden çok işyerleri ile şubeleri arasında taşındığı veya satılmak üzere bir komisyoncuya yahut diğer bir aracıya gönderildiği hallerde satıcı tarafından bir sevk irsaliyesine bağlanması ve bu irsaliyenin taşıtta bulundurulması şarttır. 

Ancak, satılan malın teslimi anında faturanında düzenlenmesi halinde, ayrıca sevk irsaliyesi kesilmesine gerek bulunmadığından malın fatura ile birlikte taşınması yeterlidir. 

Vergi Usul Kanununun 230 ve 231 inci maddeleri hükümlerine göre, sevk irsaliyeleri, tarih konulmak suretiyle sıra numarası dahilinde teselsül ettirilecektir. Aynı müessesenin muhtelif şube ve kısımlarında her biri aynı numara ile başlamak üzere ayrı ayrı irsaliye kullanıldığı takdirde şube veya bu irsaliyelere şube kısımlarına göre şube veya kısmın isimlerinin yazılması veya özel işaretle seri tefriki yapılması zorunludur. Bu irsaliyelerin makina ile veya kopye kurşun kalemi ile doldurularak en az bir asıl bir örnek olarak düzenlenmesi, birden fazla örnek düzenlendiği takdirde, her birine kaçıncı örnek olduğunun işaret edilmesi gerekmektedir. Ayrıca irsaliyelerde gönderilen malın nevi ve miktarı ile satıcının adı, ticaret unvanı, adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarasının, müşterinin adı, ticaret unvanı, adresi, varsa vergi dairesi ve hesap numarasının (mükellefin diğer bir işyerine veya satılmak üzere bir aracıya gönderildiği hallerde malın kime ve nereye gönderildiğinin) bulunması ve bunların satıcı tarafından imzalanması icap etmektedir.


Gazete ve mecmua dağıtımında

143 Seri nolu VUK Genel tebliği gereği;

Yurt çapında gazete ve mecmua dağıtımındaki özel durum ve fiili imkansızlıklar nazara alınarak, dağıtım, işiyle uğraşan kurum ve şahıslarca baş bayi ve tali bayilere yapılan sevkiyatlarda, ana ulaşım hatları dışında kalması dolayısıyla taşımanın mahalli vasıtalarla tamamlandığı hallerde, taşımaya bir bayinin aracılık edememesi nedeniyle taşımayı yapacak aracın plaka numarası ve şoförün adının önceden bilinememesi durumunda, ana sevk merkezince düzenlenmiş bulunan sevk irsaliyesinin geçerli sayılması uygun görülmüştür. 

Nihai tüketiciye yapılan satışlarda

167 seri nolu VUK genel tebliği gereği;

230 uncu maddenin son fıkra hükmü uyarınca, nihai tüketicilerin tüketim amacıyla perakende olarak satın aldıkları malları kendilerinin taşıması veya taşıttırılması halinde bu mallara ait fatura veya perakende satış fişinin bulunması şartıyla sevk irsaliyesi aranmayacaktır.

Alıcısı belli olmayan muhtelif yer ve müşterilere yapılan sevkler ile Numune ürünü sevkleri, Kırtasiye büro malzemesi gibi fatura verme sınırı altındaki satışlara ait sevkler

173 seri nolu VUK genel tebliği gereği;

a) Alıcıların kimler olacağı ve ne miktarda mal alacakları belli olmayan ve alıcılara iş yerlerinde teslim edilmek üzere, satıcı tarafından kendi nakil vasıtası ile mal gönderilmesi halinde; nakil vasıtasına yüklenen tüm mallar için tek bir sevk irsaliyesi düzenlenmesi ve düzenlenen sevk irsaliyesinin müşterinin adı ve adresi bölümüne "Muhtelif Müşteriler" ibaresi ile nakil vasıtasının plaka numarası ve sürücünün veya araçta bulunan satışa yetkili kimsenin adının yazılması mümkündür. Bu tür sevk irsaliyesi ile alıcılara gönderilen ve alıcının talep ettiği miktarda teslim edilen malların faturaları malın teslimi anında düzenlenecek ve bu faturalara sevk irsaliyesinin numarası kayıt edilecektir. Ayrıca, her satış için sevk irsaliyesi düzenlenmeyecek, ancak, faturaya işyerinde teslim edildiğine ilişkin şerh verilecektir. 

Bu şekilde düzenlenmiş sevk irsaliyesi ile sevk edilen mallar için on günlük süre beklenilmeksizin faturanın malın teslimi anında düzenlenmesi zorunludur. Perakende satışlarda ise perakende satış fişinin malın teslimi anında düzenleneceği esasen tabiidir. 

Bir işyeri ve deposu bulunmadan pazar takibi veya köy-köy kendi namına taşıtıyla emtia satan kimselerin yukarıda belirtildiği şekilde sevk irsaliyesi düzenlemeleri ve taşıtlarında bulundurmaları, malın teslimi anında ise fatura veya perakende satış fişi düzenlemeleri gerekmektedir. 

Diğer taraftan, faturanın malın teslimi anında düzenlenmesi şartıyla önceden tek bir sevk irsaliyesi düzenlenebilmesi imkanı tanınan mükelleflerin, faturayı anında düzenlemeyip daha sonra on günlük süre içinde düzenlemek istemeleri halinde belirtilen kolaylıktan yaralanmaları mümkün bulunmamaktadır. Bu takdirde genel esaslara göre malın sevki anında her alıcı için ayrı birer sevk irsaliyesi düzenlenmesi gerekmektedir. 

b) Mükelleflerin faaliyetlerine ilişkin olarak işyerlerinde kullanılmak ve tüketilmek amacıyla satın aldıkları (Kırtasiye, büro ve temizlik malzemeleri, yemek, ekmek gibi) ufak hacimli ve değeri Fatura verme sınırını aşmayan malları taşımaları veya taşıttırmaları halinde bu mallara ait faturanın taşıma esnasında taşıtta bulundurulması ve faturanın üzerine "Bu mallar için sevk irsaliyesi düzenlenmemiştir." şerhinin verilmesi şartıyla ayrıca sevk irsaliyesi aranmayacaktır. 

c) Satılan mallara ilişkin faturaların malın tesliminden önce düzenlendiği ve malın daha sonra sevk edildiği durumlarda; faturayı düzenleyenler faturada malın daha sonra sevk edileceğini belirteceklerdir. Faturada bulunması gereken malın teslim tarihi ve irsaliye numarası ise malın tesliminden sonra alıcı ve satıcı kendilerinde kalan sevk irsaliyesinden faydalanarak faturaya şerh verecekler, fatura ve sevk irsaliyesi arasındaki uyumu sağlayacaklardır.

d) Bazı mükelleflerin başka mükelleflere teslim edilmek üzere üçüncü şahıslara talimat vererek mal sevkettirmesi durumunda sevk irsaliyesi aşağıdaki örnekte açıklandığı şekilde düzenlenecektir. 

Örnek : Toptancı (A) müşterisi olan perakendeci (C) ye teslim edilmek üzere imalatçı (B) ye talimat vererek kendi adına mal sevkiyatı yapılmasını istemektedir. Bu örnekte (C) ye karşı esas satıcı (A) dır. (B) ise (A) ya karşı satıcı durumundadır. Ancak, malı (A) yerine (C) ye teslim etmektedir. 

Buna göre, 167 sıra sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin 6/a maddesinde açıklandığı gibi, malın alıcı (C) ye teslim edilmek üzere (B) tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde (B), bir nüshası kendinde kalacak ve diğer nüshası (C) ye gönderilecek şekilde sevk irsaliyesi düzenleyecek ayrıca kendinde kalan nüshasının bir (örneğini) fotokopisini de (A) ya gönderecektir. Sevk irsaliyesinin müşteriler bölümüne ise "(A) adına (C) ye teslim edilmek üzere" ibaresini yazacaktır. 

Daha sonra, (B) tarafından (A) ya ve (A) tarafından da (C) ye düzenlenecek satış faturalarına, (B) tarafından düzenlenmiş sevk irsaliyesinin tarih ve numarası yazılmak suretiyle, mal alım satımına ilişkin belgeler düzenlenmiş olacaktır. 

c) Mükelleflerin, yarı mamül veya mamul mallarını, bazı işlemler yapılmak üzere, diğer mükelleflere göndermeleri ve bu mükelleflerden malları geri getirmeleri durumunda götürülen ve geri getirilen mallar için gidiş ve geliş taşımaları sırasında ayrı ayrı sevk irsaliyesi düzenlemeleri zorunludur. 

Malların götürülmesinde düzenlenecek sevk irsaliyelerinin müşteriler bölümüne işlemi yapacak kimsenin adı ve soyadı, varsa ticaret ünvanı, vergi dairesi ve hesap numarası ile, yapılacak işin türü (Mesela : "Boyatılmak, tamir ettirilmek, parça değiştirmek üzere" şeklinde bir ibare) yazılacak, işlem gördükten sonra malın tekrar taşınmasında düzenlenecek sevk irsaliyelerinin müşteriler bölümüne ise, işlem türü ile işlemi yapana ilişkin bilgiler yazılacaktır.
Ancak, sözkonusu malların işlemi yapacak mükellefler tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde sevk irsaliyesinin, yukarıda belirtilen esaslara göre bu kimseler tarafından düzenleneceği tabiidir. 

f) Numune üzerine veya tecrübe ve muayene şartıyla satım yapılmak üzere mal sevkiyatı yapılması halinde sevk edilen mallar için sevk irsaliyesi düzenlenmesi zorunludur. Bu tür sevkiyatlarda, malı satıcı taşıyor veya taşıtıyorsa irsaliye satıcı tarafından, alıcı taşıyor veya taşıtıyorsa irsaliye alıcı tarafından düzenlenecektir. Ancak, kabule bağlı olan ve bunun için yazılı bir sözleşme bulunan bu tür satışlarda, fatura düzenlenmesindeki on günlük sürenin kabul tarihinden itibaren başlayacağı tabiidir. 

g) Vergi Usul Kanununun 232 ve 235 inci maddelerindeki, fatura, sevk irsaliyesi, perakende satış vesikaları (perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihaz satış fişi, giriş ve yolcu taşıma bileti), gider pusulası, müstahsil makbuzu ile 236 ıncı maddede yer alan serbest meslek makbuzunu yalnız birinci ve ikinci sınıf tüccarlarla defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler ve serbest meslek erbabının düzenlemesi mecburi olup bunların dışında kalan ve kazançları götürü usulde tespit olunan tüccarlar ile götürü usulde vergilendirilen serbest meslek erbabı ve vergiden muaf esnafın sözkonusu belgeleri düzenleme mecburiyeti bulunmamaktadır. 

Bu nedenle, gerçek usulde vergilendirilen mükellefler ile götürü usulde vergilendirilen mükellefler ve vergiden muaf esnaf arasındaki mal harekâtı sevk irsaliyesi yönünden aşağıdaki esaslara göre belgelendirilecektir. 

Gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerden, götürü usulde vergilendirilen mükellefler ve vergiden muaf esnaf tarafından satın alınan malın alıcı tarafından taşınmasında sevk irsaliyesi aranmayacak, ancak fatura malın satıldığı anda satıcı tarafından düzenlenecektir. Satıcı tarafından satış anında düzenlenecek faturaya alıcı tarafından taşındığı şerhi konulacak ve taşımalar sırasında yetkililerce istenildiğinde ibraz edilecektir. 

Götürü usulde vergilendirilen mükellef veya vergiden muaf esnaftan, gerçek usulde vergilendirilen mükellefler tarafından satın alınan malın alıcı tarafından taşınmasında ise sevk irsaliyesinin alıcı tarafından düzenleneceği tabiidir. 

h) Belediye, Et ve Balık Kurumu, Orman İşletmeleri, Etibank İşletmeleri, Tekel İdareleri ve benzeri kamu kurum ve kuruluşlarınca satılan çeşitli mamullerin sevkiyatında, sevk için düzenlenen belgelerde malın cinsi, miktarı, alıcının adı ve soyadı veya varsa ticaret ünvanı, vergi dairesi ve hesap numarasının bulunması halinde bu belgeler sevk irsaliyesi olarak kabul edilecek ve Vergi Usul Kanunu uyarınca düzenlenecek olan sevk irsaliyesi ayrıca aranmayacaktır. 

Keza, Maden Kanununa göre maden sevkine ilişkin düzenlenen belgeler ile uluslararası taşımacılıkta kullanılan hamule senedi, konşimento gibi belgeler ve gümrük giriş, çıkışlarında nakil vasıtalarında malların mevcudu tespit edilip mühürlendikten sonra Gümrük İdarelerince verilen resmi belgeler sevk irsaliyesi olarak kabul edilecektir.

Diğer taraftan, hamule senedi ve konşimentoların, taşıma ücretini ve taşıma irsaliyesinde bulunması gereken diğer bilgileri ihtiva etmesi halinde bunların taşıma irsaliyesi olarak da kabulü uygun görülmüştür. 

2 - Vergi Usul Kanununda, boş sevk irsaliyesi ciltlerinin işyerlerinde bulundurulacağına dair herhangi bir hüküm yer almamaktadır. Bu itibarla, Vergi Usul Kanununun 230/5 inci maddesi hükmü ve buna ilişkin yayımlanan 167 sıra sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde açıklandığı gibi, mal sevkiyatında düzenlenmiş olan sevk irsaliyelerinin mutlaka taşıtta bulundurulması mecburi olduğundan, yapılacak kontrollerde sevk irsaliyesinin taşıta bulundurulmadığının tespiti halinde, anılan Kanunun 353/2 inci maddesi hükmüne göre işlem yapılacak, boş irsaliye cildinin işyerinde bulundurulmamış olması nedeniyle herhangi bir ceza uygulaması yönüne gidilmeyecektir.

3 - Anılan Kanunun 230 uncu maddesine göre satılan malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının sevk irsaliyesi, 240 ıncı maddesine göre de ücret karşılığında eşya taşıyanların (götürü usulde vergiye tabi olanlar dahil) ise taşıma irsaliyesi düzenleme mecburiyeti bulunmaktadır. 

Bu itibarla, mal sevkiyatı yapanların veya yaptıranların sevk irsaliyesi, ücret karşılığında mal taşıyanların ise taşıma irsaliyesi düzenlemeleri gerekmektedir. 

Öte yandan, taşıma irsaliyesi Vergi Usul Kanunu Uyarınca Vergi Mükellefleri Tarafından Kullanılan Belgelerin Basım ve Dağıtımı Hakkında Yönetmelik ile Tespit edilen 28x20 cm. ebadı yanısıra, bu genel Tebliğin yayımından itibaren 14x20 cm. ebadında da anlaşmalı matbaalara bastırılarak kullanılabilecektir. 

İrsaliyeli fatura uygulaması

211 seri nolu VUK genel tebliğine göre 

Bu Tebliğ ile; fatura ve sevk irsaliyesinin ayrı belgeler olarak değil, isteyen mükellefler açısından "irsaliyeli fatura" adı altında tek belge olarak düzenlenmesi ve kullanılması esası getirilmektedir. 

Sattıkları mallar dolayısıyla Vergi Usul Kanununun 231 inci maddesinin 5 numaralı bendinin mükelleflere tanıdığı, malın tesliminden itibaren faturanın on gün içinde düzenlenmesi imkanından vazgeçerek, bu yükümlülüğü derhal yerine getirmek isteyen mükellefler, fatura ve sevk irsaliyesini ayrı ayrı düzenlemeksizin, diledikleri takdirde, aşağıda sıralanan esaslara uygun olarak "irsaliyeli fatura" düzenleyebileceklerdir. 

a) Bu usulü seçen mükellefler, o takvim yılı sona ermeden fatura veya sevk irsaliyesini ayrı ayrı düzenleyemezler. 

b) "İrsaliyeli Fatura" uygulamasını seçen mükelleflerden mal satın alan mükelleflerin, bu malları taşımaları veya taşıttırmaları esnasında "irsaliyeli fatura" bulunması halinde, bunların "sevk irsaliyesi" düzenleme yükümlülükleri yoktur. 

c) Örneği ekte yer alan "irsaliyeli fatura", mükellefler tarafından anlaşmalı matbaalarda fatura ölçülerinde bastırılacaktır. "İrsaliyeli Fatura"larını anlaşmalı matbaalarda bastırılması ve kullanılmasında "Vergi Usul Kanunu Uyarınca Vergi Mükellefleri Tarafından Kullanılan Belgelerin Basım ve Dağıtımı Hakkında Yönetmelik" ve "164 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği" hükümlerine uyulacaktır. Bununla birlikte, "irsaliyeli fatura"nın altında, "Bu belgenin sevk edilen malla birlikte bulunması halinde ayrıca sevk irsaliyesi aranmaz." ifadesine yer verilecektir. 

d) Malı satan mükellefler "İrsaliyeli Fatura" yı en az üç örnek olarak düzenleyeceklerdir. En az üç nüsha düzenlenmeyen irsaliyeli fatura"lar hiç düzenlenmemiş sayılacaktır. 

"İrsaliyeli Fatura"nın iki nüshası mutlaka malı taşıyan araçta bulundurulacak, yoklama ve denetimlerde "irsaliyeli fatura"nın iki nüshası da ibraz edilecektir. Denetim elemanları, kendilerine ibraz edilen "irsaliyeli fatura"nın bir nüshasına adını, soyadını ve unvanını yazdıktan sonra tarih belirterek mühürleyip imzalayacak ve ilgiliye iade edecekler, diğer nüshasını da Maliye ve Gümrük Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Vergi İstihbarat Şubesine gönderilmek üzere Defterdarlıklara tevdi edeceklerdir. 

e) "İrsaliyeli fatura" da; faturayı düzenleyenin adı, ticari ünvanı, iş adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarası, malın nev'i, miktarı, fiyatı ve tutarı ile nereye ve kime gönderildiği; müşterinin adı, ticari ünvanı, adresi, varsa vergi dairesi ve hesap numarası, faturanın seri ve müteselsil sıra numarası, düzenleme tarihi ve saati ile anlaşmalı matbaa ile ilgili bilgilere yer verilecektir. Bu bilgilerin eksik olması halinde "irsaliyeli fatura" hiç düzenlenmemiş sayılacaktır. 

f) İşlerinin gereği "irsaliyeli fatura" uygulamasından yararlanmak isteyen mükellefler, "irsaliyeli fatura" uygulamasına geçecekleri hesap döneminden önce anlaşmalı matbaalara "irsaliyeli fatura"yı bastırmaları gerekmektedir. "İrsaliyeli fatura" uygulamasından hesap dönemi itibariyle yararlanılacak; bu uygulamadan ancak hesap dönemi sonunda vazgeçilebilecektir. Bu uygulamayı seçen mükellefler, alıcıya teslim etmek üzere yaptıkları mal satışlarını, sadece "irsaliyeli fatura" ile belgelendirebileceklerdir. Bu mükelleflerin ayrı ayrı fatura veya irsaliye düzenleme yetkileri yoktur. Ayrı ayrı fatura veya sevk irsaliyesi düzenlenmesi halinde bu belgeler hiç düzenlenmemiş sayılacaktır. 

"İrsaliyeli fatura" uygulamasına hesap dönemi içinde geçilemez, kesinlikle hesap dönemi başında geçilmesi gerekir. Yeni işe başlayanlar işe başlama tarihinden itibaren bu usulü seçebilirler; daha sonra hesap dönemi içinde usulün değiştirilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla bu durumdaki mükellefler hem "irsaliyeli fatura", hem de ayrı ayrı fatura ve irsaliye düzenleyemezler.

g) "İrsaliyeli fatura" düzenleme usulünü seçen mükelleflerin daha önce notere tasdik ettirdikleri veya anlaşmalı matbaalara bastırdıkları kullanılmamış sevk irsaliyeleri ve faturalar mükelleflerce bağlı oldukları vergi dairelerine götürülecek ve vergi dairelerince bu belgeler iptal edilecektir. 

Bu Tebliğle yapılan düzenlemeler dışında, fatura ve sevk irsaliyesine ilişkin olarak daha önce yapılan düzenlemeler yürürlükte olup, uygulanmasına devam olunacaktır. 

İletişim araçları ile alınan siparişler

246 seri nolu VUK genel tebliğine göre

Bazı mükelleflerin, başka illerde bulunan satıcılardan sipariş ettikleri malları, telefon, faks gibi haberleşme araçları yoluyla bağlantı kurdukları taşımacılara taşıttırdıkları, bu gibi durumlarda alıcı tarafından düzenlenecek sevk irsaliyesinin araçta bulundurulması açısından fiili imkansızlıkla karşı karşıya bulunmaları nedeniyle cezaya muhatap oldukları anlaşılmaktadır. 

Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 inci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak sevk irsaliyesi ile ilgili olarak aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır. 

1 - Yukarıda açıklandığı gibi, Vergi Usul Kanununun 230 uncu maddesinin 5 numaralı bendi uyarınca, malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde sevk irsaliyesinin satıcı tarafından düzenlenmesi zorunludur. 

Malın alıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde ise sevk irsaliyesi düzenleme zorunluluğu alıcıya aittir. Ancak, alıcı ve satıcının bu konuda mutabık kalmaları halinde, sevk irsaliyesi satıcı tarafından da düzenlenebilecektir. Buna göre, satıcının sevk irsaliyesi düzenlemesi halinde alıcı tarafından ayrıca sevk irsaliyesi düzenlenmesi gerekmeyecektir. 

2 - Taşımanın alıcı tarafından yaptırıldığı hallerde, denetimler sırasında sevk irsaliyesine ilişkin olarak özel usulsüzlük cezası kesilmesini gerektiren fiillerin tespiti halinde, ceza uygulaması aşağıdaki şekilde yürütülecektir.
Yukarıda belirtilen hallerde sevk irsaliyesi düzenleme mecburiyeti alıcıya ait bulunduğundan, sevk irsaliyesinin düzenlenmediğinin tespiti halinde, ceza alıcı adına kesilecektir. 

Ancak taşıma alıcı tarafından yaptırılmakla birlikte varılan mutabakat gereği sevk irsaliyesinin satıcı tarafından düzenlenmesi durumunda, sevk irsaliyesinde tarih, müşterinin adı veya ticaret ünvanı, adresi, vergi dairesi, vergi numarası, malın cinsi ve miktarına ilişkin bilgilerden herhangi birinin yer almadığının veya yanlış yazıldığının tespit edilmesi halinde, bu belgeye ilişkin ceza belgeyi düzenleyen satıcı adına kesilecektir. 

Şu kadar ki, denetim sırasında fiilen araçta bulunan malların cins ve miktarları ile sevk irsaliyesinde yer alan malların cins ve miktarları arasında tutarsızlık tespit edildiği takdirde ise öncelikle tutarsızlığın sebebi araştırılacaktır. 

Bu araştırma sonucuna göre; 

·         Düzenlenen sevk irsaliyesine, sevk edilen malların cins ve miktarlarına ilişkin bilgiler, satıcı tarafından eksik veya yanlış yazılmış ise ceza, belgeyi düzenleyen satıcı adına kesilecektir.

·         Satıcı tarafından sevk irsaliyesi doğru olarak düzenlendiği halde araca sonradan alıcı, taşıyıcı veya diğer şahıslar tarafından başka mallar yüklenmiş olmasından dolayı tutarsızlığın ortaya çıktığı durumlarda ise aracı sonradan yüklenen malları taşıtan adına ceza kesilecektir.

·         Denetimler sırasında malların sevk irsaliyesinde belirtilenden farklı bir güzergahta seyrettiği tespit edilir ise ceza malları taşıtan adına kesilecektir.


Kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan sevkler

253 seri Nolu VUK Genel tebliğine göre;

Bilindiği gibi, 173 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin (C) Bölümünün 1/h bendinde; Belediye, Et ve Balık Kurumu, Orman İşletmeleri, Etibank İşletmeleri, Tekel İdareleri ve benzeri kamu kurum ve kuruluşlarınca satılan çeşitli mamullerin sevkiyatında sevk için düzenlenen belgelerde malın cinsi, miktarı, alıcının adı ve soyadı veya varsa ticaret unvanı, vergi dairesi ve hesap numarasının bulunması halinde bu belgelerin sevk irsaliyesi olarak kabul edileceği ve Vergi Usul Kanunu uyarınca düzenlenecek olan sevk irsaliyesinin ayrıca aranmayacağı açıklanmıştır. 

Aynı bentte, keza Maden Kanununa göre maden sevkine ilişkin düzenlenen belgeler ile uluslararası taşımacılıkta kullanılan hamule senedi, konşimento gibi belgelerin ve gümrük giriş, çıkışlarında nakil vasıtalarındaki malların mevcudu tespit edilip mühürlendikten sonra Gümrük İdarelerince verilen resmi belgelerin de sevk irsaliyesi. olarak kabul edileceği belirlenmiştir. 

Ancak Bakanlığımıza yapılan başvurulardan, Belediyeden, Et ve Balık Kurumundan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından, Etibank İşletmelerinden, Orman İşletmelerinden veya buna benzer kurum ve kuruluşlardan satın alınan çeşitli mamullere ilişkin düzenlenen belgeler, Maden Kanununa göre tanzim olunan maden sevk fişi veya Orman İşletmeleri tarafından düzenlenen nakliye teskereleri veyahut buna benzer belgeler ile alınan ürünün taşınması sırasında malı taşıyan mükelleflerden ayrıca sevk irsaliyesi de düzenlemelerinin istenildiği anlaşılmıştır.

Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, maden sevkiyatlarında, Maden Kanununa göre düzenlenen maden sevk fişi, uluslararası taşımacılıkta kullanılan hamule senedi, konşimento gibi belgeler, gümrük girişi sırasında Gümrük İdarelerince düzenlenip verilen resmi belgeler, Orman İdarelerince düzenlenen nakliye teskereleri ve buna benzer belgeler, alınan ürünün alıcı veya satıcı tarafından taşınıp taşınmadığına bakılmaksızın sevk irsaliyesi olarak kabul edilecek ve satın aldığı malı kendi araçlarıyla taşıyan veya bir nakliyeciye taşıttıranlardan ayrıca sevk irsaliyesi düzenlemesi istenmeyecektir. 

Ancak, yukarıda sayılan kurumlardan satın alınan ve bu kurumlar tarafından düzenlenen belgelerle sevk edilen emtianın mükellefin iş yerine gelmesinden sonraki taşıma işlemlerinde, sevk irsaliyesi düzenlenmesi ve taşıma sırasında taşıtta bulundurulması zorunludur. 

Sevk irsaliyesinin düzenlenmesinden sonra emtianın sevk edilmesi:
 
253 sayılı VUK genel tebliğine göre

Mükellefler tarafından Bakanlığımıza yapılan başvurularda, yoğun sevkiyat programları dolayısıyla sevk irsaliyelerinde yazılı emtiaların aynı gün sevk edilemediği ve sevk irsaliyelerinin düzenleme tarihi ile malın fiili sevk tarihi arasında farklılıklar olduğu ve bu nedenle de yapılan denetimler sonucu adlarına ceza kesildiği bildirilmektedir. 

Sevk irsaliyelerinde Vergi Usul Kanununun 230 ve 231 inci maddelerinde yer alan bilgilerin bulunması zorunlu olduğundan, sevk irsaliyesinde düzenlenme tarihinin mutlaka bulunması gerekmektedir. 

Bu Genel Tebliğ ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 227 ve 257 inci maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, sevk irsaliyelerinde tanzim tarihi yanında ayrıca bir sevk tarihinin yer alması uygun görülmüştür. 

Buna göre, tanzim tarihi ile fiili sevk tarihi sevk irsaliyeleri üzerinde ayrı ayrı yer alacaktır. Tanzim tarihi ile sevk tarihinin aynı gün olması halinde de bu tarihler ayrı ayrı kaydedilecek, herhangi birine yer verilmeksizin düzenlenen sevk irsaliyeleri hiç düzenlenmemiş sayılarak özel usulsüzlük cezası kesilecek ve bu tespitler işyeri kapatma cezasının uygulanmasında dikkate alınacaktır. 

Sevk irsaliyesinin merkezde bilgisayarla düzenlenmesi ve düzenleme tarihinden sonra emtianın sevk edilecek olması halinde, fiili sevk tarihi bu belge üzerine elle yazılabilecektir. Ayrıca, bu Genel Tebliğin yayımı tarihinden önce bastırılan veya tasdik ettirilen sevk irsaliyelerini mevcutları tükenene kadar fiili sevk tarihinin elle yazılmak suretiyle kullanılması mümkün bulunmaktadır. 

Promosyon ürünlerinin sevki

379 seri Nolu VUK Genel tebliğine göre;

·        İlaç Satış Mümessilleri Tarafından Taşınan Promosyon Ürünleri ile Numune İlaçlarda Sevk İrsaliyesi Düzenlenip Düzenlenmeyeceği

Bakanlığımıza yansıyan olaylardan, ilaç satış mümessillerinin hekimlere verilmek üzere, tanıtım amaçlı olarak beraberlerinde bulundurdukları ve ticari mal kapsamında olmayan promosyon ürünleri ile numune ilaçlar için sevk irsaliyesi düzenlenip düzenlenmeyeceği hususunda tereddüde düşüldüğü anlaşılmıştır.

Vergi Usul Kanununun 230 uncu maddesinin 5 numaralı bendi uyarınca, satılan malların alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının, taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlenmesi ve taşıtta bulundurulması zorunludur.

Bu itibarla, ticari mal niteliğinde olmayan broşür, bloknot, kalem gibi promosyon ürünleri ile numune ilaçların, hekimlere verilmek üzere firmaların satış mümessilleri tarafından taşınması sırasında (ticari mal sevkiyatı izlenimi verecek büyüklükte veya mahiyette olmamak şartıyla) sevk irsaliyesi düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.

Yol Denetimlerinde alıkonulan irsaliyeler

385 Seri Nolu VUK Genel Tebliğine göre;

238 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile denetim elemanlarınca denetimlerde alıkonulan sevk irsaliyesi, yolcu listesi ve irsaliyeli faturaların birer nüshasının, Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Vergi İstihbarat Şubesine gönderilme zorunluluğu kaldırılmış ve bunların mükelleflerin vergi dairelerinde bulunan tarh dosyalarına konulmak üzere ilgili vergi dairelerine intikal ettirileceği belirtilmişti.

Bakanlığımıza intikal eden olaylardan bu işlemin yapılmasının ciddi emek ve zaman kaybına neden olduğu, vergi dairelerine gönderilen sevk irsaliyelerinin mükelleflerin tarh dosyalarına takılması konusunda aksaklıklar meydana geldiği anlaşılmaktadır.

Bu itibarla, denetimlerde alıkonulan sevk irsaliyesi, yolcu listesi ve irsaliyeli faturalar, bundan böyle vergi dairelerinde bulunan tarh dosyalarına konulmak üzere ilgili vergi dairelerine intikal ettirilmeyecek, mükellefin vergi dairesinin bağlı olduğu Vergi Dairesi Başkanlığı bulunan İllerde, Denetim Koordinasyon Müdürlüklerince, diğer İllerde ise Defterdarlık Gelir Müdürlüklerince değerlendirilmek üzere muhafaza edilecektir.

25 Nisan 2011 Pazartesi

Öğrencilere Verilen Bursların Kazançtan İndirimi



Şirketler ve şahıslar adına Türkiye'de veya yabancı ülkelerde okutulan veya staj gören öğrencilere yeme, içme, konaklama ve eğitim masraflarını karşılamak üzere verilen burslar bazı koşulların varlığı halinde gelir ve kurumlar vergisinin tespitinde gider olarak dikkate alınabilmektedir.

Gelir Vergisi Kanununun 28 inci maddesinde yer alan düzenlemeye göre,

“1. Resmi ve özel müesseseler ve şahıslar hesabına yabancı memleketlerde tahsilde veya stajda bulunan öğrenci ve memurlara gider karşılığı olarak verilen paralar (özel müesseseler tarafından yapılan ödemeler, benzeri devlet öğrenci ve memurlarına verilen miktardan fazla olduğu takdirde, aradaki fark ücret olarak vergiye tabi tutulur.) (Asli görev veya memuriyet dolayısıyla alınan ücretler bu istisnaya dahil değildir); 

2. Resmî ve özel müesseselere ve şahıslar hesabına Türkiye'de tahsilde bulunan öğrenciye iaşe, ibate ve tahsil gideri olarak ödenen paralar; 

3. Öğrencilere tatbikat dolayısıyla öğretim müesseseleri veya tahsil masrafları deruhte edenler tarafından verilen paralar.”

Tahsil ve tatbikat giderleri karşılığı olarak Gelir Vergisi'nden istisna edilmiştir”

Konu ile ilgili olarak Gelir idaresince 89 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde gerekli açıklamalar yapılmış olmakla birlikte,

Uygulamada, Bursların gider olarak değerlendirilmesi için Öğrenciye verilen burs,

·         İşle ilgili olmalıdır: Yani burs alan öğrencinin bursun bitiminde ilgili işletmede görev alması gerekmektedir. Bu nedenle burs verilmeden önce bursu veren işletme ile eğitim masrafları karşılanacak kişi arasında eğitimin bitimini takiben, hizmet yükümlülüğünü gerektiren noter tasdikli bir sözleşmenin düzenlenmesi gerekmektedir. Sözleşme olmaksızın öğrencilere karşılıksız olarak verilen bedeller kazancın tespitinde gider olarak indirilemez.

·         Burs hak edilmelidir: Yani Burs verilecek öğrencilerin, Türkiye nin her tarafında eğitim gören öğrencilerin katılabileceği objektif bir yarışma sınavını (SBS, YGS, Anadolu Liseleri Sınavı vb.) kazanarak bursu hak etmeleri koşulu bulunmaktadır.  Bu şartın konmasındaki temel amaç, işletmelerin sahip veya yöneticilerinin yakınları için yapılan eğitim harcamalarının işletme ile ilgili olduğu varsayımı ile gider olarak yazılmasını önlemek fırsat eşitliğini sağlayarak başarılı olan öğrencilere burs verenleri desteklemektir.

·         Gerçekçi olmalıdır: Yani Bursun süresinin ve karşılanacak eğitim giderleri miktarının işin önemi ve genişliği ile orantılı olması da aranan bir unsurdur. Buna göre, işletmenin büyüklüğü, cirosu ve beyan ettiği gelir ile orantılı bir burs harcaması gider olarak kabul edilecektir. Bu orantının tespitinde vergi inceleme elemanının yapmış olduğu analiz önem kazanacaktır.

Mesela 2010 yılı satışları 1 Milyon TL olan bir tüccarın Üniversite Seçme Sınavında birinci olan bir öğrenciye ödediği yıllık 400 bin TL tutarındaki  burs işletmenin büyüklüğü ile orantılı olmadığından gider olarak kabul edilmesi mümkün değildir.

Belirlenen koşulları taşımayan eğitim ve öğrenim burslarının vergiye tabi kazancın belirlenmesinde gider yazılması mümkün değildir. Bu şartlara haiz olmayan ödemelerin ücret olarak vergiye tabi tutulması gerekmektedir.

22 Nisan 2011 Cuma

6111 sayılı kanun kapsamında özel esaslardan genel esaslara geçiş

6111 sayılı Kanun 7 ve 9 uncu maddesi gereğince matrah artırımında bulunan mükellefler hakkında 6111 sayılı kanun kapsamında vergi incelemesi ve tarhiyat yapılamayacağından, özel esaslardan genel esaslara dönüş imkânı sağlamak amacıyla da 115 Seri Numaralı KDV Genel Tebliği yayımlanmıştır.

Söz konusu genel tebliğ ile 6111 sayılı Kanunun öngördüğü tüm yıllarda KDV artırımında bulunan mükelleflerin genel esaslar kapsamına dönmeleri mümkün hale gelmektedir. Yapılan düzenleme bir af mahiyetinde olmayıp, 6111 sayılı Kanunun KDV artırımı müessesesi ile KDV iade sistemi arasında uyum sağlamaya yöneliktir. Bu düzenleme ile sahte belge düzenleyen veya hakkında düzenleme tespiti bulunanların 6111 sayılı Kanundan faydalanmaları söz konusu olmadığı gibi genel esaslara da dönüşü söz konusu değildir.

Ancak;

3065 sayılı KDV Kanununun 8, 9, 29 ve 32 inci maddelerinin verdiği yetkilere dayanılarak, haklarında 84 seri nolu KDV genel tebliğinin (II/1.5) bölümü kapsamında olumsuz tespit bulunan bir kısım mükelleflerin 6111 sayılı "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"un KDV artırımına ilişkin hükümlerinden yararlanmaları halinde aşağıdaki açıklamalar çerçevesinde özel esaslardan çıkarılmaları uygun görülmüştür.

Buna göre, Aralık/2009 ve öncesi vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak haklarında 84 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (II/1.5) bölümü kapsamında;

·         SMİYB kullanma,
·         Beyanname vermeme,
·         Adresinde bulunamama,
·         Defter ve belge ibraz etmeme,

Olumsuz tespitleri bulunan ve bu nedenle özel esaslara tabi olan mükelleflerden 2006, 2007, 2008 ve 2009 takvim yıllarında faaliyette bulundukları dönemlerin tamamına ilişkin olarak 6111 sayılı Kanunun 7 ve 9 uncu maddeleri kapsamında KDV artırımında bulunanlar, artırım tutarlarının tamamını ödedikleri ya da 1 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında 6111 Sayılı Kanun Genel Tebliğinin (X/6) numaralı bölümünde açıklandığı şekilde teminat gösterdikleri tarihten itibaren özel esaslar kapsamından çıkarılacaktır.

Sözü edilen Genel Tebliğ hükümleri gereğince haklarında;
·         (II/2.1), SMİYB düzenleme raporu bulunanlar,
·         (II/2.2), SMİYB kullanma raporu bulunanlar,
·         (II/2.3.1) SMİYB düzenleme tespiti bulunanlar,
ve
·         (II/2.3.4) İşletme Kapasitesi ile İş Hacmi Arasında Açık Nispetsizlik Tespit Edilmesi nedeniyle
Özel esaslar uygulananlardan KDV artırımında bulunabileceklerin ise artırımda bulunmaları genel esaslara dönüşlerini sağlamayacaktır.

Haklarında olumsuz rapor veya tespit bulunmamakla birlikte alım yaptıkları veya daha alt safhalarla (Birinci ve daha alt safhalar) ilgili olumsuz rapor veya tespit bulunması nedeniyle 84 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (II/3) ve (II/4) bölümü gereğince özel esaslar uygulanan mükellefler, alım yaptıkları dönemleri içeren takvim yılı itibariyle KDV artırımında bulunmuş olmaları halinde genel esaslara dönebileceklerdir. 

Bu kapsamda olanlarda da genel esaslara dönüş tarihi olarak artırımda bulunulan tutarın tamamının ödendiği veya yukarıda belirtilen şekilde teminat gösterildiği tarih dikkate alınacaktır.