16 Aralık 2010 Perşembe

PERSONEL ÜCRETLERİNE BANKALARCA UYGULANAN PROMOSYON


Günümüzde epeyce yaygın hale gelen ve çalışanlar açısından da ayrıca bir gelir niteliğinde olduğu için çok önemli olan Resmi ve Özel kuruluşlar ile bankalar arasında yapılan maaş ödeme protokolleri gereğince, yapılan "promosyon" ödemelerinin vergisel boyutu sirkümüzün konusunu oluşturmaktadır.

Gelir Vergisi Kanununa göre bir ödemenin ücret sayılabilmesi için, işi yapanın işverene tabi olması, muayyen bir işyerine bağlı olarak çalışması, ödemenin bir hizmetin karşılığını teşkil etmesi ve verilen şeyin para, ayın veya para ile temsil edilebilen bir menfaat olması gerekmektedir.

KDV kanununa göre, Türkiye'de yapılan Ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler KDV nin konusuna girmektedir. Hizmet, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemlerdir. Bu işlemler; bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi, şekillerde gerçekleşebilir.
7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununa göre de; malların veraset yoluyla veya her ne suretle olursa olsun ivazsız bir şekilde bir şahıstan diğer şahsa intikali veraset ve intikal vergisine tabi olup, ivazlı intikaller ise bu vergiye tabi olmamaktadır.

Bu kısa açıklamalardan sonra konuyu 4 nolu Veraset ve intikal vergisi sirküsü de irdelenerek Gelir Vergisi, KDV ve Veraset ve intikal vergisi açısından ayrı ayrı değerlendirecek olursak.

Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunu açısından 

1-Maaş promosyonlarının bankalar tarafından doğrudan çalışanlara puan veya nakit olarak ödenmesi durumunda, banka ile çalışanlar arasında işçi-işveren ilişkisi olmadığından, 

2-Bankalar tarafından, vergi mükellefi olsun veya olmasın promosyon anlaşması yapılan kuruma ödeme yapılması ve bu ödemelerin gelir olarak kaydedilmeden çalışanlara aynen aktarılması halinde, ödeme yapan kurum aracı durumunda olacağından,  

Çalışanlara yapılan bu türden ödemelerin ücret olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.

Ancak; 

Promosyon ödemelerinin banka tarafından doğrudan iktisadi faaliyeti olan kurumlara yapılması ve yapılan ödemelerin kazanca dahil edilmesi durumunda, ticari/kurum kazancı olarak değerlendirilmesi ve ilgili kurum tarafından çalışanlara yapılan ödeme banka promosyonu olma niteliğini kaybetmiş olacağından ücretlerin vergilendirilmesine ilişkin hükümlere göre değerlendirilecektir.

KDV açısından

Promosyon ödemelerinin banka tarafından doğrudan iktisadi faaliyeti olan kurumlara yapılması halinde KDV kanunu birinci maddesi gereğince Katma değer vergisinin konusuna girdiğinden Banka promosyonu karşılığında fatura düzenlenmesi ve bu faturada da yüzde 18 oranında KDV hesaplanması gerekmektedir.

Veraset ve intikal vergisi kanunu açısından

Bankalar, kendilerinden maaş alan personele kredi temin etme, kredi kartı verme, havale ve EFT işlemlerinin yapılması gibi bankacılık işlemlerinin bankalarında gerçekleştirilmesini sağlamak suretiyle ve hesaplardaki atıl parayı kullanarak ticari faaliyetlerini genişletmeyi ve ticari kazanç elde etmeyi amaçlamaktadır. Dolayısıyla, bankalar tarafından yapılan protokol çerçevesinde söz konusu kurumlarda çalışan personele promosyon adı altında yapılan ödemeler ivazsız bir intikal niteliği taşımadığından, veraset ve intikal vergisi kapsamında değerlendirilemez.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder